Kuşadası, 28 Ocak
Bu sabah, hastaneye geldiğim vakit ağır yaralı dört zabit
getirildiğini haber aldım. Hastabakıcılar, Hayrullah Bey’in beni aradığını
söylediler. Ne vakit nazik bir ameliyat yapacak olsa, beni yanında
istiyor:
-Sana, böyle şeyler göstermek doğru değil, ama, küçük, elinden iş
gelecek adam yok, beni kızdırıp bağırtıyorlar, ne yapacağımı
şaşırıyorum, diyor.
Çarşafımı attım, acele acele gömleğimi giydim. Fakat, ben
downloaded from KitabYurdu.org
327
hazırlanıncaya kadar ameliyat bitmişti. Yaralıyı sedye içinde yukarıya
gönderiyorlardı.
Hayrullah Bey, beni yanına çağırdı:
-Küçük, dedi. Ehemmiyetli bir terzilik ettik: “Ameliyata terzilik
diyor.” Genç bir erkânıharp binbaşısı. Bir bomba, sağ kolu ile yüzünün
bir tarafını berbat etmiş, kendi odamı verdim. Artık, onunla sen meşgul
olursun. Çok büyük ihtimama ihtiyacı var.
Konuşa konuşa odaya girdik, yatakta yüzü, kolu sargılar içinde
sessiz bir insan yatıyordu. Doktorla yanına yaklaştık, yalnız yüzünün sol
tarafı bir parça görünüyordu. Bu çehre bana yabancı değildi. Fakat bu
yüzü bir türlü bulup çıkaramıyordum.
Hayrullah Bey, yaralının sol nabzını tutmuştu. Yüzüne doğru
eğilerek iki kere:
-İhsan Bey, İhsan Bey! diye seslendi.
Birdenbire zihnimde bir şimşek çaktı. Ç.’de Abdürrahim Paşa’nın
evinde tanıdığım erkânıharp yüzbaşısı idi. Bir adım geri çekildim;
odadan çıkacak, bir daha beni bu yaralı zabiti yanına göndermemesini
doktordan rica edecektim. Fakat hasta, gözlerini açmış, beni görmüştü.
Tanıdı, lâkin ben olduğuma ihtimal vermedi. Yaralandığı günden beri,
kim bilir, kaç defa kendini kaybetmiş, hastalığı, ateşi, ona ne çılgın
rüyalar vermişti? Evet, dalgın gözlerin bakışlarından anladım ki, ben
olduğuma ihtimal vermedi, bembeyaz dudaklarında, hafif bir
gülümsemeyle tekrar gözlerini kapadı.
İhsan Bey! Bir zaman evvel çocukluğumdan, beni müdafaa eden
bir babam, bir kardeşim, bir... Bildiğim olmamasından istifade etmişler,
beni gece âlemlerine sürüklemişlerdi.
Yüreğimde, sürgüne gönderilen bir adi sokak kadını zilletiyle elimi
suçsuz yüzüme kapayarak şehirden çıkıyordum. Dünyayı baştan başa bir
zulüm, kendimi o zulme baş eğmekten başka çaresi olmayan bir sefil
gibi göründüğüm gibi o günde beni müdafaa ettiniz, mesleğinizi,
downloaded from KitabYurdu.org
328
istikbalinizi tehlikeye koymak, hatta belki ölmeyi göze alarak
mürüvvetini gösterdiniz.
Madem ki hazin bir tesadüf, bugün bizi karşı karşıya getirdi, sizden
kaçmayacağım, bu ümitsizlik ve acı günlerimizde bir küçük kız kardeş
gibi kendimi hizmetinize vakfedeceğim.
Do'stlaringiz bilan baham: |