timce yeni binanın kullanımı açısından da arzu-
lanan sonuç elde edilememiştir. Seramiğin tek
parça korunamaması ve cephe değişimi bu zor-
luğun sonucu yansıyan izleridir. Kent belleği ve
koruma açısından yeni yapılan bina kontur ve
gabari dışında eski bina ile bir benzerlik içermez.
Ancak kentsel ölçek korunur. Böylelikle yeniden
yapma amacını da karşılamaz. Binanın yeniden
yapılması koruma yasaları ve usulün ötesine geç-
mez. Sürece katılan tüm aktörlerin görev ve
sorumluluklarını yerine getirme çabalarına rağ-
men, yeniden yapılan bina ne eski binanın yeni-
lemesidir ne de kendisidir. Elde edilen sonucun
kent ve mimarlık açısından başarılı olduğunu
söylemek de mümkün değildir. Bu örnek aynı
zamanda korumanın kullanım ile doğrudan iliş-
kili olduğunu hatırlatması açısından önemlidir.
Konumu ve niteliği itibariyle ekonomik olarak
değer taşıyan binanın görece yaşı, teknolojisi,
mekân yetersizliği ile birlikte yürürlükteki yasa
ve yönetmeliklere uygun olmaması gibi neden-
lerle kullanıl(a)maması, yenile(n)meyi zorlayan
ana etken olarak değerlendirilmiştir. Başak
Sigorta Merkez Binası dosyası, ayrıca kullanıcısı
ve/veya malikine rağmen nesnenin korunması-
nın ne denli zor ve karmaşık durum oluşturdu-
ğunun önemli bir örneğidir. Süreç,
yasa ve
kurallar ile birlikte katılımın niteliğinin, binanın
korunmasında ve/veya yeniden yapımda en
önemli unsur olduğunu sergiler. Binanın yakla-
şık yarım yüzyıl süren tanıklığı, ardında karmaşık
bir koru(n)ma hikâyesi ile son bulur, yerinde
kendinden az da olsa izler bırakarak.
Nezih Aysel, Doç. Dr., MSGSÜ Mimarlık Fak. Mimarlık Bölümü
Notlar
1. Güzel Sanatlar Akademisi’nin yeniden yapılanması ve
sonrasında üniversiteleşme sürecinde kaldırılmış olan bu
gelenek ve kültür ile ilgili dönemin hocaları şunları ifade
ederler:
“
… Bu büro/lar/da hem öğretmenler mesleklerini yapabili-
yor, öğrenciler bürolarda çalışarak öğreneceklerinden fazlası-
nı öğreniyorlar ve para da kazanıyorlar, hem de toplum güzel
binalara kavuşuyor. Öğrenciler de güzel binalarda eğitiliyor-
lar.
” (Onat, 2003, 149)
“
… Asistanlık yanında, mimari proje yarışmalarına katıl-
ma en önemli mesleki faaliyetimizdi. Bunlara hocalarımız
veya asistan arkadaşlarımızdan oluşan ekipler ile katılırdık.
Projeler Akademi’deki odalarda çizilirdi… O zaman ki mev-
zuat öğretim elemanlarının, resmi görevleri yanında, dışarı-
da iş yapmalarına yani serbest mimarlık faaliyetinde bulun-
malarına müsaitti. Bu hüküm asistanlar içinde geçerli idi…
Bu işleri Akademi’deki odamızda yapardık. Hocalarımızın
birçoğunun dışarıda bürosu yoktu. Akademi hem eğitim hem
de iş yapılan bir yerdi. Bu usul, yıllardır süregelen bir çalışma
şekli, adeta bir gelenek idi
.” (Demir, 2003, 285)
Başak Sigorta Binası’nın paftaları üzerindeki künyede isim-
leri yer alan Ataman Demir, Önder Küçükerman… vd, bu
sistemin içinde yetişmiş, öğrencilik dönemlerinde okul için-
deki bürolarda projelere dahil olmuş, daha sonra kuruma
hoca olarak katılmış ve sonrasında Utarit İzgi ile ortak pro-
jelerde yer almışlardır.
2. Bina, daha sonra inşa edildiği dönemde bölgedeki en
yüksek yapı oluşu ve çevresiyle uyumsuz olduğu için eleşti-
rilir (Erkol, 2009: 99).
3. Esad Suher ile kişisel görüşme (Mayıs 2018).
4. Pendik A. Kunt Evi (1964) bu bağlamda önemli bir
örnek olarak değerlendirilebilir.
5. Dünya Sergisinde Türkiye’yi temsil eden Brüksel Pavyo-
nu, U. İzgi, M. Türkmen, İ. Türegün, H. Şensoy tarafından
tasarlanmıştır.
6. Utarit İzgi (Küçükerman, 1994: 147) bunu şöyle açıklar:
“…
Sanatçılarla 1950’li yıllarda İlhan Koman, Bedri
Rahmi Eyüboğlu ve Füreya Koral ile başlayan, günümüze
kadar pek çok değerli sanatçının katılımı ile süren birlikteli-
ğimiz, mimar olarak bana gelişme olanağı, güç, kıvanç,
mutluluk verdi. Onların katkılarıyla yapılarım değerlendi,
renklendi, zenginleşti, beni içine aldıkları dünyaları ufkumu
54
mimar•ist 2018/2
Do'stlaringiz bilan baham: