6
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
ÖNSÖZ
Yayla ve yaylacılık kavramı, nerede ise insanlık tarihi kadar eski bir kavram olarak
bilinmektedir. İnsanlar, tarihin her döneminde yaylaların sunduğu imkânları kendilerine
fırsata dönüştürmek için çalışmışlardır. Yaylaların olduğu yerde öncelikle hayvancılık ve
ona ait iktisadî faaliyetlerden bahsetmek gerekir. Dünyanın değişik yerlerindeki toplumlarda
yaylacılık ve yayla kültürlerine ait uygulamaları görmek mümkündür. Farklı coğrafyalardaki
yaylacılık faaliyetlerine ait uygulamalar, kendi doğal şartlarına göre şekillenmiştir. Bu
şekillenmenin kaynağında yayla olarak kullanılan arazilerin yapısı ve bundan kaynaklanan
coğrafî ve iktisadî şartlar yatmaktadır.
Türk dünyasında ve özellikle de Asya ülkelerinde günümüzde de devam ettirilen
yaylacılık faaliyetleri, sadece bir hayvancılık faaliyeti değil, aynı zamanda kültürel hayatın
kaynağı olarak görülmektedir. Balkan ülkelerinde, Rusya Kazakistan, Kırgızistan ve
Azerbaycan gibi ülkelerde coğrafyanın sunduğu imkânlar ölçüsünde yaylacılık faaliyetleri
sürdürülmektedir.
Aynı şekilde değişik adlarla anılmakla birlikte Afrika ve Amerika kıtalarında
yaylacılık faaliyetlerinin olduğu bilinmektedir. Yaylaların bu kadar geniş coğrafyada iktisadi
ve sosyal hayat üzerinde etkili olması bir tesadüf değildir. İnsanlar asırlar boyunca
hayvanlarını otlatmak ve elde ettikleri ürünlerden geçimlerini sağlamak için yaylaları
kullanmışlardır.
Ülkemizin büyük bir bölümünde sürdürülen yaylacılık, aynı zamanda bozkır
medeniyetinin ilham kaynakları olarak bilinmektedir. Konargöçer, yaylak-kışlak, atlı göçebe
ve yarı göçebe adıyla kullanılan tabirlerin kaynağı yine yaylalarla ilgilidir. Kültür
hayatımızda yer alan hayvancılık ile ilgili tabirlerin büyük çoğunluğunun yaylalar ile
bağlantısını olduğunu söylemek gerekir. Özellikle “koç katımı”, “koyun kırkma imecesi”,
“koyun katma”, “hayvan damgalama”, “koç seçme”, “toklu ayırma” gibi tabirlerin
kaynağında yaylalar bulunmaktadır. Bunun yanında “kardelen çiçeği”, “çoban kovan,
“vargit çiçeği” tamamen yaylacılıkla ilgili tabirlerdir. Günümüzde ülkemizde yaylacılık
faaliyetleri, sadece hayvancılık faaliyetleri için değil, aynı zamanda turizm, sağlık, yayla
şenlikleri, doğa yürüyüşü gibi farklı sahalarda da sürdürülmektedir.
Tarihi kayıtlar incelendiğinde yaylak ve buna bağlı vergilerin tahsil edildiği
görülmektedir. Kaynaklarda yaylak resmi olarak ifade edilen vergilerin otlakların kullanım
hakkı ile ilgili olduğu bilinmektedir. Yaylaklar kayıtlarda metruk araziler olarak ifade
edilmekte ve devlet bu arazilerin kullanım hakkını göçerlere vermektedir. Daha sonraki
yıllarda yaylaların köylere tapulu hale getirildiğini ve buna ait uygulamaların günümüze
kadar devam ettiğini görmekteyiz. Yine hayvancılık üretimine dair yapılması gerekenler ve
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
7
üretimi yapılan havanlardan tahsil edilen vergileri tarihi katırlarda görmek mümkündür.
Osmanlı devrinde yaylalarda yaşanan tartışmalar ve hukukî problemlerin kanunlar
çerçevesinde çözüme kavuşturulduğunu yine ifade etmek gerekir.
Yaylalar üzerine yapılan bilimsel çalışmalar uzun yıllar belli disiplinler üzerinden
sürdürülmüş ve zaman içinde farklı disiplinler de yayla konusunu çalışma alanına dâhil
etmiştir. Coğrafya, tarih, iktisat, işletme, turizm, sağlık, sanat, müzik, edebiyat, halk bilimi,
hukuk gibi farklı bilim alanları yapılan bu çalışmada yer almıştır. Yaylalar, taşıdığı önem
bakımından ihmal edilemeyecek ve gelecekte hem ülkemiz hem de diğer ülkeler açısından
daha çok değerlendirmeye alınması muhtemeldir. Bu kitapta yaylalar farklı disiplinler ile
değerlendirilmiş ve yayla konusunda oluşturulması muhtemel olan millî politikalara ışık
tutacak bilgiler biraraya getirilmiştir.
Şehrimizde 26-28 Eylül 2019 tarihleri arasında Giresun Üniversitesi Giresun İli
Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Giresun Türk Ocağı Şubesi’nin öncülüğünde
“Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu” yapıldı. Sempozyumda sunulan
tebliğler hakem heyetleri tarafından tekrar değerlendirildi, hakem sürecinden geçirildi ve
bilim kurulunun görüşü doğrultusunda 53 bildiri metnin kitapta yer almasına karar verildi.
Bu nedenle hazırlanan kitap “Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumunda”
sunulan bildirilerden seçilerek hazırlanmıştır. Ülkemizde yaylacılık konusunu uluslararası
bir bilim ortamında gündeme taşıyan bu eser, ilk çalışma olarak literatürde yerini almıştır.
Eserin hazırlanmasında arkadaşlarımızın titiz ve özverili çalışmaları takdire şayandır.
“Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumunun her aşamasında Giresun
Valiliği, Giresun Belediyesi, Giresun Üniversitesi, Giresun Türk Ocağı Şubesi, Amerikan
Giresunlular Derneği maddi ve manevi desteklerini esirgememişlerdir. Bu vesileyle Giresun
Valisi Sayın Harun SARIFAKIOĞULLARI, Giresun Belediye Başkanı Aytekin
ŞENLİKOĞLU, Giresun Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yılmaz CAN ve katkıda
bulunan herkese teşekkürü bir borç biliriz.
Do'stlaringiz bilan baham: