Kitap Kapağı. cdr

 

Fotoğraf 6. Yarıgöçeber sürülerin ardından yük hayvanları ile birlikte yüksek kesimlere çıkarlar 

 

Sonuç 

Giriş bölümünde de belirtildiği üzere yaylacılık faaliyeti, yoğunluk, biçim ve süreleri 

bakımından  yöresel  farklılıklar  göstermekle  birlikte  Anadolunun  hemen  her  bölgesinde 

görülmektedir.  Bu  faaliyet  türünün,  farklı  doğal  ve  kültür  ortamlarında  kendine  has 

---

84 

Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun  

International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26

th

 - 28

th

 of September 2019 – Giresun 

 

özgünlüğe sahip olması gibi önemli bir özelliği de bulunmaktadır. Geniş bir alana yayılmış 

olan  ve  tarihi  kökleri  eskilere  giden  yaylacılık  konusunda  yapılmış  çok  sayıda  araştırma 

vardır.  Ülkemizde  son  yüzyıl  içerisinde  dönüşümler  geçiren  yaylacılık  faaliyetindeki 

farklılıkların anlaşılması bakımından özgün yerel çalışmaların önemini büyüktür.  

Doğu  Anadolu  Bölgesi  ile  Güneydoğu  Anadolu  Bölgesindeki  yayla  sahaları  ve 

çevresi  geçmişte  olduğu  gibi  bugünde  yarı-göçerler  ve  buradaki  çitfçiler  için  en  önemli 

otlaklar  alanlarıdır.  Bugün  söz  konusu  sahalarda  faaliyet  gösteren  yarı-göçerlerin  ve 

buradaki ailelerin çeşitli sorunları vardır. Bu sorunlar; psikososyal, ulaşım, yem, pazarlama, 

et fiyatlarının düşük olması şeklinde sıralanabilir. Ancak bölgelerdeki en önemli sorun uzun 

yıllar  yaylacılık  faaliyetine  zarar  veren  terördür.  Sözkonusu  sosyal  sorunlar  nedeniyle 

sahadaki hayvan saysında da ciddi bir azalma olmuştur. Ancak son yıllarda hem bölgelerde 

hemde ülke genelindeki hayvan sayısındaki artışlar dikkat çekicidir. Nitekim 2008 yılında 

Ülkemizdeki küçükbaş hayvan varlığı 29 milyona kadar düşerken 2018 yılında bu sayı 47 

milyona ulaşmış ve 2020 hedefi 50 milyon olarak öngörülmüştür.