Araştırmaya konu olan destinasyonun doğal, kültürel ve tarihi çekicilikleri:
Giresun il merkezinden 50 km mesafede bulunan Yağlıdere ilçesi araştırma
destinasyonun başlangıç noktasıdır. “Giresun ilinde 13 tescilli köprü ile en yoğun tarihi
köprünün Yağlıdere vadisinde olduğu görülmektedir. Bu vadi, Karadeniz Bölgesi ile iç
bölgeleri birbirine bağlayan önemli bir güzergâh olup; bu güzergahta ‘ayende ve revende’ye
(gelip geçen) hizmet vermek için Tekke Köyü’nde Hacı Abdullah Dergahı kurulmuştur”
(İltar, 2014, s. 24). Bu tarihi köprülerinden sadece Ağa Köprüsünün kitabesi günümüze
kadar ulaşmıştır. “Kitabesine göre Kethüdazade Emin Ağa tarafından 1816 yılında inşa
edilmiştir” (İltar, 2014, s. 25). Ağa Köprüsü, Harava Köyü Köprüsü, Tepsi Köprü, Yemişgen
Köprüsü, Zabunlu Köprüsü (fotoğraf 1-2) Yağlıdere vadisi boyunca görülüp,
fotoğraflanabilecek köprülerden bazılarıdır.
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
657
Fotoğraf : 1
Fotoğraf : 2
Fotoğraf : 3
Fotoğraf : 4
Dere boyunca tarihi köprüleri inceleyip fotoğrafladıktan sonra Yağlıdere - Alucra
ilçelerinin sınırında bulunan Çakrak Köyü köprü ve kiliseleri karşımıza çıkmaktadır.
“Çakrak Köyü sınırları içerisinde dört tarihi kilise veya kiliselere ait kalıntılar
bulunmaktadır” (Bekdemir & Sezer, 2016, s. 181). Bu kiliselerden bir tanesi yol kenarında
bulunmaktadır (fotoğraf: 3). Dere üzerinde bulunan taş köprüden (fotoğraf: 4) geçilerek
ulaşılan bu kilisenin çatısı çökmüş, duvarları ayaktadır. Köprü ile birlikte kilise kadrajı
fotoğrafçılar tarafından yoğun ilgi görmektedir.
Çakrak Köprüsü ve Kilisesinden sonra yine Yağlıdere sınırları içinde kalan
Çıkrıkkapı Yaylası’na doğru devam edildiğinde karşımıza 6,5 km uzunluğunda ve 1,5 m
yüksekliğinde Hacı Abdullah Duvarı çıkmaktadır (fotoğraf: 5-6). Yayla merkezine
ulaşıldığında sembolik olarak hala kullanılan çıkrık kapıdan geçilerek ulaşılır. Yaylada bol
otlaklardan dolayı özellikle koyun sürülerine rastlamak ve fotoğraflamak mümkündür.
Bölgesel özelliklere sahip yayla evleri ( fotoğraf:7), Ördek Gölü ve 1850 yılında yapılan ve
hala ayakta olan, mübadelede Yunanistan’a giden halkın yaptığı Kırkharman Kilisesi
(fotoğraf:8) tüm ihtişamıyla fotoğrafçıların gözbebeğidir.
658
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
Fotoğraf : 5
Fotoğraf : 6
Fotoğraf : 7
Fotoğraf : 8
Çıkrıkkapı Yaylası tüm güzellikleriyle fotoğraflandıktan sonra Koçkayası Tabiat
Parkı’na ulaşılır. “Dereli ilçesi Kümbet Köyü sınırlarında ve ilçenin güneyinde yer alan
Koçkayası mesire alanı, ortalama 1840 m yükseklikte olup, ladin ağacı, orman gülleri ve
yemyeşil çayırlarla çevrelenmiş durumdadır. 11.07.2011 tarihinde 354 hektarlık alanda
Koçkayası Tabiat Parkı olarak ilan edilmiştir” (Bekdemir & Sezer, 2016, s. 240). Alanda
ağaçtan yapılmış, doğayla uyumlu evler ve sosyal yapılar (Fotoğraf: 9-10) bulunmakta olup,
işletmeci tarafından işletilmektedir.
Fotoğraf : 9
Fotoğraf : 10
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
659
Koçkayası Tabiat Parkı’ndan sonra araştırma destinasyonunun son durağı olan
Kümbet Yaylası’na ulaşılır (fotoğraf: 11-12-13). Giresun ilinin üç önemli yaylasından
biridir. “Osmanlı İmparatorluğu’na ait salnamelerde doğal güzelliklerinin yanı sıra yaz
aylarında sahilin bunaltıcı havasından uzaklaşmak isteyen insanların gittikleri dağların
yüksek kesimlerindeki yaylalardan birinin de Kümbet olması, geleneksel yaylacılığın yanı
sıra rekreasyonel yaylacılığın da aslında çok daha eski olduğunu göstermektedir. Ancak, son
yıllarda yayla turizm aktivitesi yönünden çok daha fazla öneme sahiptir” (Zaman, Şahin &
Bayram, 2007, s. 24).
Fotoğraf : 11
Fotoğraf : 12
Fotoğraf : 13
Do'stlaringiz bilan baham: |