KURTULUŞ SAVAŞINDA ERMENİLERLE SAVAŞ VE GÜMRÜ ANTLAŞMASI 3 ARALIK 1920
Brest-Litovsk Antlaşmasından sonra, Türk Ordusu Kafkasların önemli bir bölümünü ele geçirmişti.
Savaş kaybedilip ordumuz Anadolu'ya çekilince ortaya çıkan boşluğu Ermenistan ve Gürcistan doldurdu.
TBMM'si 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'i tam yetki ile Doğu Cephesi Komutanlığına atadı. Böylece yeni devletin ilk cephesi kuruldu.
Ermeniler yenilince barış istediler.
3- Aralık- 1920 tarihinde imzalanan Gümrü Antlaşmasına göre; Ermeniler işgal ettikleri yerleri boşalttılar. Ermeniler çekilince Gürcistan 'da elinde bulundurduğu Artvin, Ardahan ve Batum'u boşalttılar.
SONUÇ: Gümrü Antlaşması TBMM 'nin uluslararası alanda kazandığı ilk başarı ve imzaladığı ilk siyasal antlaşmadır.
Not: Ermenistan Sovyet Rusya tarafından işgal edildi. Daha sonra Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı. 16-Mart-1921
GÜNEY CEPHESİ ÇARPIŞMALARI
Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra bu bölgeye İngilizler girmiş daha sonra Fransızlara bırakılmıştı.
Bölgede yoğun çarpışmalar oldu.
Düşmana karşı üstün direniş gösteren Antep'e "Gazi, " Maraş'a "Kahraman", Urfa'ya "Şanlı" unvanları TBMM'si tarafından sonradan verildi.
Sakarya zaferinden sonra Fransızlarla yapılan 20- Ekim- 1921 Ankara Antlaşması ile Fransızlar Hatay hariç güney illerimizi boşalttılar.
BATI CEPHESİ MUHAREBELERİ VE SONUÇLARI I. İNÖNÜ MUHAREBESİ 6-10 OCAK 1921
Sebepleri: Daha önce Bursa'yı ele geçiren Yunanlılar Eskişehir'i alarak Ankara'ya ulaşmak istiyorlardı. Çerkez Ethem ayaklanmasını fırsat bildiler.
Sonuçları: Bu zaferle TBMM'ne duyulan güven arttı. Londra Konferansı toplandı. Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.
• İsmet Bey Generalliğe yükseldi.
LONDRA KONFERANSI 23 ŞUBAT - 12 MART 1921
İnönü Zaferi işgalci devletler arasındaki anlaşmazlığı iyice su yüzüne çıkardı. İtalyanların ve Fransızların baskısı ile İngilizler ve Yunanlılar Londra Konferansını toplamaya karar verdiler.
İşgalci devletlere göre işgal bir maceraya dönüşmüştü.
İstanbul Hükümeti ile birlikte Ankara Hükümeti de temsil edildi.
Sadrazam Tevfik Pasa " Söz milletimin asıl temsilcilerine aittir. Bundan dolayı Anadolu Kuruluna söz verilmelidir " dedi.
Osmanlı Sadrazamı yeni devletin Anadolu'da kurulduğunu kabul ediyordu.
Sonuç: İtilaf Devletleri TBMM Hükümetini resmen tanımış oldu.
MOSKOVA ANTLAŞMASI 16 MART 1921
Doğu sınırımız güven altına alındı.
Sovyet Rusya Yeni Türk Devletini tanıdı.
Misak-ı Milliyi kabul etti.
Birinin tanımadığı antlaşmayı diğeri tanımayacaktı.
Not: ilk defa Misak-ı Milli büyük bir devlet tarafından kabul edilmiş oldu.
II. İNÖNÜ MUHAREBESİ 23- 31 - MART -1921
• Londra Konferansı sonuçsuz kalınca İngilizler Yunanlıları yeni bir saldırı için kışkırttılar.
Not: Mustafa Kemal, İsmet Beye çektiği telgrafta " Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz" dedi.
Not: İtalyanlar Anadolu'yu boşaltmaya başladılar.
Not: 30-Mart-1921 'de Anadolu Ajansı kuruldu. TBMM'nin sesi duyuldu.
KÜTAHYA - ESKİŞEHİR MUHAREBELERİ 10 - 24 TEMMUZ 1921
II. İnönü Savaşı'ndan sonra taarruz İçin yeterli gücü olmadığı anlaşılan Türk ordusuna karşı, iyi donatılmış ve üstün sayıda bir kuvvetle saldırılması durumunda başarılı olacaklarına inanan Yunanlılar, taarruza geçerek Afyon, Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirmişlerdir. Mustafa Kemal’in emri ile Türk ordusu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmiştir.
Sebep ve gelişmesi
II. İnönü zaferini kazanan Türk ordusu henüz toparlanmamıştı.
Yunanlılar fırsat bilerek taarruza geçtiler.
Ordu ilk çatışmada başarılı olamayınca, daha fazla kayıp vermemek için Sakarya'nın doğusuna kadar çekildi.
Sonuçları
Yunanlılar Sakarya Nehri'ne kadar olan yerleri İşgal etil.
Halkta ve mecliste bir panik başladı.
Meclisi Kayseri’ye taşıma ve yeniden Kuvay-ı Milliye’ye dönme tartışmaları başladı.
Mustafa Kemal'e karşı muhalefet güçlenmeye başladı.
5 Ağustos’ta Başkomutanlık yasası çıkarıldı.
8 Ağustos'ta Tekalif-i Milliye emirleri çıkarıldı.
İstiklal mahkemeleri yeniden kuruldu.
Türk ordusu geri çekilince Yunanlılar Sakarya'nın Batısı'na kadar ilerlediler.
Eskişehir, Afyon, Kütahya Yunanlıların eline geçti.
Not: Ankara'nın Yunanlıların eline geçmesi tehlikesine karşı Meclisin Kayseri'ye taşınması gündeme geldi. Fakat ordu ve milletin moralini bozar düşüncesi ile bu fikirden vazgeçildi.
BAŞKOMUTANLIK YASASI 5 Ağustos 1921
Muştala Kemal İşleri daha hızlı yürütmek ve bu kötü gidişe son vermek amacıyla meclisten geniş yetkiler İstemiş, 3 aylığına başkomutanlığa atanmıştır. Buna göre yasama, yürütme, İstiklal Mahkemeleri vasıtasıyla yargı yetkisine sahiptir. Birkaç kez uzatılan görev, 1922 Temmuzunda süresiz olarak uzatılmıştır. Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar bu görevde kalmıştır.
TEKALİF-I MİLLİYE EMİRLERİ 8 Ağustos 1921
Orduyu Sakarya Savaşına hazırlamak amacıyla halktan son bir kez fedakarlık İstenmiş, elinde bulunan yiyecek ve giyecek maddelerinin yük ve binek araçlarının bir kısmını, silah ve cephane olarak ne varsa hepsini orduya istemişlerdir. İllerde ve İlçelerde vergi komisyonları kurulmuş, vergilerin toplanması ve askerden kaçmaların önlenmesi İçin yeni İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Tekalif-i Milliye Emirleri ekonomik bir seferberliktir.
Not: Tekalif-i Milliye Emirleri’ne göre toplanan yardımlar Sakarya Savaşı'na yetişmemiş, daha çok Büyük Taarruzda kullanılmıştır.
İSTİKLAL MARŞININ KABULÜ 12 MART 1921
Osmanlı Devleti'nin bir milli marşı yoktu. Fakat artık Anadolu'da milliyetçilik ilkesine dayanan yeni bir Türk devleti kurulmuştu. Bu sebeple Kurtuluş savaşımızın ruhunu ve milletimizin bağımsızlık isteğini dile getirecek bir marşın yazılması gerekiyordu. Bu amaçla 1921 yılı başlarında bir yarışma açıldı. Yarışmaya 724 şiir katıldı. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey (Tanrıöver) marşı, ünlü şair Mehmet Akif Beyin (Ersoy) yazmasını istiyordu. Ancak şair Mehmet Akif Ersoy, yarışmada kazanana verilmek üzere konulan 500 liralık ödülü istemediğinden yazmak istemedi. Yarışmada hiç bir şiir milli duygularımızı ifade için yeterli bulunmadı. Bunun üzerine ödülün söz konusu edilmeyeceği bildirildi. Böylece, Kurtuluş Savaşı'nın derin heyecanını benliğinde duyan, Mehmet Akif en güzel şiirlerinden birini yazdı. Kahraman Ordumuza ithaf ederek yazdığı şiir, milli marşımız olarak 12-Mart-1921 tarihinde İkinci İnönü Muharebesinden az önce, mecliste kabul edildi. Böylece Türk Milleti, bağımsız yaşama arzusunu dile getiren bir millî marşa kavuştu.
SAKARYA SAVASI VE SONUÇLARI 23 Ağustos - 13 Eylül 1921
Ordu Sakarya ırmağının doğusuna çekilince TBMM ve halk üzerinde umutsuzluk belirdi.
Mustafa Kemal Paşa TBMM tarafından Başkomutan seçildi. ( 5- Ağustos-1921) Üç ay süre ile de meclisin yetkisini aldı.
Tekalif-i Milliye ( Milli Yükümlülükler) kanunu çıktı. ( 7-8/ Ağustos-1921) Ordunun acil ihtiyaçları karşılanacaktı.
Not: Mustafa Kemal " Hattı Müdafaa yoktur, Sathı Müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı düşman kanı ile sulanmadıkça terk olunamaz" emrini verdi.
Başkomutan Mustafa Kemal emrinde, Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü yönetimindeki ordu büyük bir zafer kazandı. 13-Eylül-1921
Sonuçları
Bu zaferle düşmanın saldırı gücü tükenmiştir.
Yunanlılar savunma düzenine geçti.
TBMM Mustafa Kemal Paşaya oy birliği ile Mareşallik ile Gazilik unvanı verdi. 19- Eylül -1921
Siyasi Sonuçları
1. Kars Antlaşması: (13- Ekim -1921 ) Sovyet Rusya'nın isteği ile TBMM'ne başvuran üç Sovyet Cumhuriyeti (Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan) Kars Anlaşmasını imzaladılar. Moskova Antlaşmasının gözden geçirildiği bu antlaşma ile Doğu sınırımız kesinleşti.
2- Fransa ile yapılan Ankara Antlaşması ( 20- Ekim -1921)
Artık Anadolu'nun işgalinden vazgeçen Fransızlar TBMM ile Antlaşma imzaladılar. Hatay hariç Suriye sınırımız çizildi.
Sonuç: Bu başarılar sonunda ateşkes teklifleri yapıldı. TBMM kabul etmedi.
Not: Sakarya Zaferi ve imzalanan antlaşmalar gösteriyor ki; dış siyasette güçlü ve sözü geçer olmanın, ancak içte de güçlü bulunmakla sağlanabileceği açıklık kazanmıştır.
Not: Yeni Türk Devleti dış ilişkilerde dayandığı temel ilkeleri şöyle açıklamıştı
• Türk yurdunu ele geçirmek isteyenlere karşı sonuna kadar mücadele etmek, bağımsızlığımıza saygı gösterenlerle siyasal ilişkiler kurmak, antlaşmalar yapmak ve barış içinde yaşamaktır.
BÜYÜK TAARRUZ VE SONUÇLARI 26-30 AĞUSTOS 1922
Sakarya zaferinden sonra Yunanlılar savunmaya çekildiler.
Türk ordusu seferberlik hazırlıkları yaptı.
Düşmana kesin darbeyi vurmak ve yurttan atmak amacı vardı.
Meclis Mustafa Kemalin başkomutanlık yetkisini üç ay uzattı. Daha sonra süresiz uzattı.
30- Ağustosta kesin zafer kazanıldı.
Not: Mustafa Kemal Paşa muharebeyi doğrudan doğruya kendisi yönettiği için bu savaşa "Başkumandan Meydan Muharebesi" denmiştir.
" Ordular! ilk Hedefiniz Akdeniz'dir, ileri! " emrini verdi.
6- Türk Ordusu 2 Eylülde Uşak'a, 9 Eylülde İzmir'e girdi. 18 Eylül- 1922'de Batı Anadolu düşmandan temizlendi.
MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI 11 EKİM 1922
Kesin zaferden sonra Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı.
11- Ekim-1922'de İngiliz, Fransız ve İtalyan delegeleri Mudanya Mütarekesini imzaladılar. Yunan delegeleri Mudanya'ya geldiler, antlaşmaya katılmadılar. Türk tarafını İsmet Paşa temsil etti.
ANTLAŞMA ŞARTLARI:
Silahlı çatışmalar derhal duracaktı,
Yunanlılar Doğu Trakya'yı boşaltacaklar ve TBMM Hükümeti yönetimine bırakacaklar.
Not: Doğu Trakya savaşsız kazanıldı.
İstanbul ve çevresinde Türk yönetimi kurulacak ve TBMM Hükümeti temsilcisi İstanbul'a gelecek.
TBMM Doğu Trakya'da belli bir miktar asker bulunduracak
5- Anlaşma Devletleri barış imzalanıncaya kadar İstanbul'da kalacaklardı.
Not: Milli Mücadelenin silahlı dönemi sona erdi.
Not: Loyd George ( Loyd Corc hükümeti düştü. )
SALTANATIN KALDIRILMASI 1 KASIM 1922
İtilaf Devletleri Lozan Barış görüşmelerine TBMM'nin yanı sıra İstanbul hükümetini de çağırdılar. Amaçları Türk tarafını bölmekti.
Mustafa Kemal bu kargaşayı Önlemek için fırsatı değerlendirdi.
1- Kasım -1922 'de Saltanat kaldırıldı.
Not: Padişahın Halife sıfatı vardı. İngilizlerin Halifeliğin manevi gücünden yararlanmasını önlemek için Halifelik hemen kaldırılmadı. Hanedan soyundan Abdülmecit Efendi Halife oldu.
Not: Padişah Vahdettin 17- Kasım -1922'de ülkeyi terk etti.
LOZAN ANTLAŞMASI 24- TEMMUZ- 1923
1- SINIRLAR
Suriye Sınırı: Ankara Antlaşmasındaki şekliyle kalacak
Irak Sınırı: Musul meselesi yüzünden antlaşma olmadı. Daha sonra İngiltere ve Türkiye aralarında çözecekti.
Batı Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşmasında Meriç ırmağı sınır olarak kabul
edilmişti. Lozanda da kabul edildi. Karaağaç Türkiye'ye verildi.
Adalar: Çanakkale Boğazı'nın önünde bulunan Bozcaada ve Gökçeada Türkiye'ye verildi. Yunanistan'ın Türkiye'ye yakın adaları silahsızlandırması öngörüldü.
2- KAPİTÜLASYONLAR
Her türlü Kapitülasyonlar bütün sonuçları ile birlikte kaldırıldı.
3- AZINLIKLAR
Bütün azınlıklar Türk vatandaşıdır. Hiç bir ayrıcalıkları yoktur. Batı Trakya'daki Türkler ile İstanbul'da bulunan Rumlar hariç, Yunanistan'daki Türklerle, Türkiye'deki Rumlar değiştirilecekti.
Not: Lozan'da Türkiye'deki Hıristiyan azınlıkların kendilerine özgü aile hukukları olmasına karar verildi. 17- Şubat 1926 tarihinde kabul edilen Medeni Kanun ile değişti.
4- SAVAŞ TAZMİNATI
I. Dünya Savaşı sebebiyle bizden istenen savaş tazminatından kurtulduk. Yunanistan Kurtuluş savaşında bize açtığı zarara karşılık Karaağacı Türkiye'ye verdi.
5- BORÇLAR
Osmanlı Borçları (Düyunu - Umumiye) Osmanlı Devleti'nden ayrılan devletlerle Türkiye arasında bölüştürüldü.
6-BOĞAZLAR
Boğazlar Türkiye'ye bırakıldı.
Ancak her türlü geçiş serbest olacaktı.
Başkanının Türk olduğu bir komisyon denetleyecekti.
Boğazların iki yakası da askersiz olacaktı.
Boğazların bu statüsü 20- Temmuz -1936 Montrö Sözleşmesi ile değiştirilerek Boğazların kesin hakimiyeti Türk Devletine geçti.
LOZAN ANTLAŞMASININ ÖNEMİ
Yeni Türk Devletinin milletlerarası alanda bağımsız, bütün devletlerle eşit, şerefli bir varlık olduğu kesinlikle tanınıyordu.
Osmanlı Devleti'nin sona erdiği kabul ediliyordu. Lozan Antlaşması halen geçerliliğini korumaktadır.
CUMHURİYETİN İLANI
23 Nisan 1920'de T. B. M. M, si açılınca yeni bir devletin temelleri atılmış oldu. Mecliste görev yapan milletvekilleri seçimle gelmişti.
Fakat devletin şeklinin cumhuriyet olduğu yalnız adının konmadığı görülmekte idi. Devlet başkanı ve hükümet problemi ortaya çıkınca; 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet ilan edildi. Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanı, İsmet İnönü Başbakan, Fethi Okyar T. B. M. M. si başkanı oldu.
Cumhuriyetin ilanı ile kabine sistemine geçildi.
Meclis başkanı, devlet başkanı ve hükümet başkanı birbirin den ayrıldı.
Kısmen kuvvetler birliği ilkesi yumuşadı, yargı bağımsız oldu. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI: 3-MART-1924
-Halifelik; Yavuz Sultan Selim zamanında 1517'deOsmanlılara geçti. Halifelik makamı ve yetkileri 1921 Anayasası ile T. B. M. M. 'ne bırakıldı.
-Saltanat 1-KASIM-1922'de kaldırılınca, Halifelik;
İngilizlerin halifenin manevi gücünden yararlanmaması,
Halkın tepkisini çekmemek gibi sebeplerle hemen kaldırılmadı.
-Halife olan Abdülmecit Efendi'nin kendisini meclisin üzerinde görmeye baş¬laması ve yaptığı faaliyetler sebebiyle 3-Mart-1924 tarihinde kaldırıldı.
Aynı gün:
Tevhidi-Tedrisat Kanunu kabul edildi. (Eğitim-Öğretimi birleştirme kanunu)
Şer'iye veEfkaf Vekaleti ile Erkan-ı Harbiye Vekaleti kaldırıldı.
(Erkanı-Harbiye Vekaleti kaldırılmadan önce, Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı birlikteydi. Yapılan düzenleme ile Genelkurmay Başkanı asker, Milli Savunma Bakanı ise politikacı olmuştur).
(Şer'iye ve Efkaf Vekaleti ise alınan kararların dine uygunluğunu denetliyordu. Şer’iye Vekilliği yerine sadece din işleri ile uğraşmak üzere başbakanlığa bağlı -Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Vakıfların idaresini yürüten Efkaf Vekaleti’nin yerine bir genel müdürlük oluşturuldu. )
ÇOK PARTİLİ REJİM DENEMELERİ
HALK FIRKASI 9-EYLÜL-1923'de kuruldu. Daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası adını aldı. Cumhuriyet döneminde kurulan ilk siyasi partidir.
TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI Cumhuriyet Halk Fırkasına karşı muhalefet eden üyeler tarafından kurulmuştur. 17-KASIM-1924
-Ekonomik görüşü; liberalizm'di.
-Parti “dini inançlara saygılıdır" parolasını kullanıyordu.
-Doğu Anadolu'da Şeyh Sait ayaklanması çıkınca Takrir-i Sükun Kanunu çıkarılmıştı. (4-Mart-1925)Bu kanun 'a dayanılarak parti kapatıldı. (3-HAZİRAN-1925) Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurulma aşamasında" Askerlikle-ilişiği olan milletvekillerinin ya askerlikten istifalarını vermeleri, ya da kışlalarına dönmelerine dair" kanun çıkarıldı. (EKIM-1924)
ŞEYH SAİT AYAKLANMASI
13-ŞUBAT-1925 tarihinde başlamış ve kısa sürede Doğu illerimize yayılmıştır.
SEBEPLERİ
-İngiltere’nin Musul meselesini kendi lehlerine çözmek istemesi
-Cumhuriyet rejimine karşı oluşan tepki
SONUÇLARI
-Musul Irak'a bırakıldı.
-Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.
-Tekke ve zaviyeler kapatıldı.
NOT: İngiltere ’nin amacı; Musul ve Kerkük'te bulunan zengin petrol yataklarına
sahip olmak için, Doğu' da Şeyh Sait ayaklanmasını çıkararak Musul ile Kerkük'ün kuzeyinde bulunan illerimizin Türkiye ’den ayrılmasını sağlamak ve Musul-ile Kerkük arasında bir tampon bölge oluşturmaktı..
MUSTAFA KEMAL PAŞA YA SUİKAST GİRİŞİMİ 16-HAZİRAN-1926
-Mustafa Kemal'in İzmir’e yapacağı gezi sırasında suikast yapılacağı haberi alındı.
-Suikastçiler yakalanır ve cezalandırılır.
Not: İzmir suikastinde parmağı olduğu iddia edilen Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ileri gelenleri suçsuz oldukları anlaşılınca serbest bırakıldılar.
SERBEST CUMHURİYET FIRKASI 12-AĞUSTOS-1930
-1929-1930 yıllarında bütün dünyada büyük bir ekonomik kriz yaşanıyordu.
-Türkiye bu krizden etkilenmişti.
-Mustafa Kemal Paşa Fethi Bey'e yeni bir parti kurmasını tavsiye etti.
-Fethi Bey Liberalizm'i savunuyordu.
-Rejim karşıtları partide yoğunlaşınca Fethi Bey 17-KASIM-1930'da partiyi kapattı.
MENEMEN OLAYI
-Serbest Cumhuriyet Fırkası kapatıldıktan sonra 23-ARALIK-1930'da Menemen olayı çıktı.
-Derviş Mehmet adında bir kişi halkın din duygularını istismar ederek bir ayaklanma başlattı.
-Olayı bastırmak isteyen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve bir bekçi şehit oldu. İsyan bastırıldı. İsyancılar cezalandırıldı.
NOT: Serbest Fırka denemesi ve Menemen olayı demokrasi ortamının henüz doğmadığım gösteriyordu. Çok partili rejim denemeleri olumlu sonuçlanmadı. Daha sonra 1946'lı yıllarda çok partili rejime geçildi.
HUKUK ALANINDAKİ İNKILAPLAR
1-Yeni Türk Medeni Kanununun kabulü: 17-ŞUBAT-1926 Medeni kanun İsviçre Medeni Kanun'u Örnek alınarak kabul edildi.
Avrupa'da hazırlanan medeni kanunların en sonuncusudur.
Çeşitli problemlere pratik ve akılcı çözümler getirmesi.
Daha önce çıkan yasalarda görülen aksaklıkların giderilmiş olması sebebiyle örnek alındı
17-Şubat-1926'da kabul edilen ve 4-Ekim-1926'da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile:
Birden fazla kadınla evlenme kaldırıldı
Evlenme işlerinin şahitler ve resmi nikah memuru huzurunda yapılması esası getirildi. Resmi nikahtan sonra dini nikah kıyılması serbestti.
Kadın da erkek gibi boşanma davası açabilecek, ancak boşanmaya hakim karar verecekti.
Boşanma halinde kadın ve çocuğun hakları güvenceye alındı.
Miras hukukunda, kadın ve erkeğin eşitliği sağlandı.
Borçlar Kanunu, İsviçre Borçlar Kanunundan alındı. (22-Nisan-1926)
Ceza Kanunu, İtalya'dan alınmıştır. ( 1 -MART-1926)
Hukuk Muhakemeleri Ulusal Kanunu, İsviçre'den alınmıştır. (5- EKİM-1927-Y. GİR. )
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu Alman Kanunundan alınmıştır. (20-AĞUSTOS-1929-Y. GİR. )
2- 20-Ocak-1921 Anayasasının Kabulü:
" Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesini kabul etmiştir. Yeni Türk Devleti'nin ilk yazılı Anayasasıdır. 23 maddeden oluşan bu Anayasa olağanüstü şartların gerektirdiği acil ihtiyaçları karşılamak için hazırlanmış kısa bir Anayasadır. Kuvvetler Birliği ilkesini ve "Meclis Hükümeti" sistemini benimsemiştir 29-EKİM-1923'de
yapılan bir değişiklikle "TÜRKİYE DEVLETİ'NİN HÜKÜMET ŞEKLİ CUMHURİYETTİR" hükmü eklendi..
3- 20-NİSAN-1924 Anayasası
Bu Anayasa 105 maddeden oluşmaktadır. İkinci Anayasadır. Kuvvetler Birliği ilkesi geçerli, ancak yargı bağımsızdı.
10-NİSAN-1928'de yapılan değişiklikle' Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dini İslamiyet’tir. " Maddesi çıkarıldı, Laik Devlet esasına geçildi.
5-ŞUBAT-1937'deyapılan değişiklikle Atatürk İlkeleri Anayasa girmiştir.
KADIN HAKLARI VE ATATÜRK
Aile, toplum hayatının temelidir. Atatürk, ailenin önemini şu sözlerle belirtmiştir. "Medeniyetin esası, ilerlemenin ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Bu hayatta yozlaşma, muhakkak sosyal, ekonomik ve siyasi bozulmaya sebep olur. "
Bir başka konuşmamda; "Bugünün anaları için, gerekli özellikleri taşıyan çocuk yetiştirmek, çocuklarını bugünkü hayat için yararlı bir üye durumuna getirmek, pek çok yüksek nitelikleri taşımalarına bağlıdır. Bundan dolayı kadınlarımız hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha çok bilgili olmak zorundadırlar" diyordu.
Atatürk, kadınların eğitimi konusuna hemen her konuşmasında yer vermiş,
1926 Medeni Kanunu ile kız öğrencilerin yüksek öğrenim ile ilgili imkanlarının gelişmesine katkıda bulunmuş, 1927 yılında bütün ortaokullarda karma eğitim başlatılmıştır. Kadınların okuma-yazma öğrenmelerine de Atatürk büyük ölçüde önem vermiştir. Kadınlarımız Medeni Kanun ile meslek seçme hakkına kavuştular.
Kadınlarımızın siyasi hakları ise;
3-NİSAN-1930 yılında belediye seçimlerine katılma, seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
5-ARALIK-1934 'de milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
NOT: Kadınlarımız, siyasi haklara birçok batılı ülke kadınlarından daha önce kavuşmuşlardır.
EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
Atatürk "Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri öğretim sınırları ne olursa olsun, en evvel ve esaslı olarak Türkiye'nin istiklaline, kendi benliğine ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir" diyerek eğitim prensibini belirtmiştir.
1-Tevhid-i Tedrisat Kanununun Kabulü ve Medreselerin Kaldırılması 3-MART-1924
Öğretim Birliği Kanunu ile her çeşit eğitim ve öğretim kurumu devlet denetimine geçti.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA bağlanan bu kurumların böylece tek elde toplanması sağlandı. Tevhid-i Tedrisat Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra medreseler de kapatıldı. Çünkü, zamanının en ileri öğretim kurumlan olan medreseler, hem canlılığını kaybetmiş, hem de toplum ihtiyaçlarına cevap veremez bir duruma gelmişti.
1926'da Maarif Teşkilatı Hakkındaki Kanun kabul edildi. Buna göre devletin izni olmadan hiç bir okulun açılamayacağı hükmü getirildi. Müfredat programları değiştirildi
Türk Harflerinin Kabulü l-KASIM-1928
Türk Milleti bugüne kadar Göktürk, Uygur, Arap alfabelerini kullanmıştı.
1-Kasım-1928'de Latin Alfabesi kabul edildi. Yeni alfabeyi öğretmek ve eğitimi geliştirmek, okuma ve yazmayı yaygınlaştırma seferberliği başladı. Millet Mektepleri açıldı. 24-Kasım-1928 tarihli " Millet Mektepleri Talimatnamesi" ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Millet Mekteplerinin "BAŞÖĞRETMENİ" unvanını aldı.
24-KASIM-1981'den beri ÖĞRETMENLER GÜNÜ" olarak kutlanmaktadır.
Türk Tarih Kurumu Kuruldu. (1931) Türk Tarihinin Ana hatları isimli eser yayımlandı.
Türk Dil Kurumu Kuruldu. (1932)
Ankara Hukuk Mektebi Açıldı. (1925)
İstanbul'da Darülfünun Kapatıldı ve İstanbul Üniversitesi Açıldı. (1933)
TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR
1- TEKKE ZAVİYE VE TÜRBELERİN KAPATILMASI
Tekke ve zaviyeler dini yayma ve anlatma amacıyla kurulan kurumlardı.
Zamanla bozulmuşlardır. 30-KASIM-1925'de kapatılmıştır. (Tekkelerin, Zaviyelerin ve Türbelerin kapatılmasına ve türbedarlıklarla bir takım unvanların kullanılmasının yasaklanmasına ve kaldırılmasına karar verildi. )
Din ve devlet büyüklerinin türbeleri daha sonra açıldı. (MEVLANA CELALETTİN, HACI BAYRAM VELİ, HACI BEKTAŞ, FATİH SULTAN MEHMET, YAVUZ SULTAN SELÎM. KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN ) gibi.
2- KIYAFETTE DEĞİŞİKLİK
Atatürk Kastamonu'ya şapka giyerek gitti.
T. B. M. M. ’si 25-KASIM-1925'te "Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanunu kabul etti.
Hangi dine mensup olursa olsun din adamları dini kıyafetleri yalnız ibadet
yerlerinde giyebileceklerine dair kanun 1935'te kabul edildi. (Sadece Diyanet İşleri
Başkanı , Rum ve Ermeni Patrikleri, Hahambaşı ve diğer dini toplulukların din adamları, her zaman dini kıyafette dolaşabilecekti. )
3- SOYADI KANUNU 21-HAZİRAN-1934
Herkes gülünç ve ahlaka aykırı olmamak kaydıyla istediği soyadını seçmekle serbest bırakıldı. (Aynı yıl toplumsal unvanlar kaldırıldı. Ağa, Hacı, Hafız, Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi. )
Do'stlaringiz bilan baham: |