gizlice okunurdu -^).
Umumiyetle Sır Derya ve Fergane Kazak Ozbekleri gibi, Şehri- sebz, Karşı, Zerefşan (Khıtay Kıpçak) Ozbekleri de, eğer feodalite şeraitinden kurtulup, asrı silâhlarla mücehhez olup tâlim görmüş olsalar, memleketlerinden Ruslara bir karış yer bile vermiyeceklerini ve vatan uğrunda her fedakârlığa hazır olduklarını açık olarak göstermişlerdir. Hele Türkmenlerin Türkistanı müdafaa uğrunda gösterdikleri fedakârlık, o zamanın Ortaşarkmda dillerde destan olmuştur.
Türkmenler, Khıyvada Konrat beğleıi temelli su- Türkmenistana rette yerleştikten sonra, oralarına pek ilişemedi-
İstilâ 1er. Filhakika bunlar hiç kimseye tâbi değildiler.
Aralarında yalnız «Teke» Türkmenlerı hükümet fikrine azçok temayül gösteriyorlardı ve lüzumu görüldüğü zaman her tarafa tebaalık arzederlerdi. Bukharalılar Merv’i işgal ettiklerinde. Teke Türkmenleri (1822 yılı) kendi istekleriyle Khıyvaya tâbiiyet arzettiler. Khıyva hanları (yani beğleri) da, burada Osmanlı tarihlerince malûm eski Mâhân’m yerinde, şimdiki «Yeni Merv» şehrini yaptılar (1824) . Salur ve Sarık urukları ise Bukharaya tâbiiyet arzedip. onun adına 1 84 3te Yeni Merv’i işgal ettiler. O zam an Tekeler kendilerini hem İrana, hem Khıyvaya tâbi sayarlardı. 1833 te Türkmen beği Koşut Han, Sirahsta Khıyva konrat beği Mehmed Emin Hanı esir edip, kafasını keserek Kaçarlara göndermişti. 1860 yılında aynı zat, Kaçarlarla harpte aldığı ganimetlerden bir kısmını Khıyva hanına gönderdi. Tekeler ilkin Akhal’da idiler. 1839 da Merv civarında yerleştiler. Bütün bu uruklar İran vilâyetlerine akın yaparlardı. Fakat ziraate ve iskâna da azçok meyil göstermeğe başlamışlardı. Medenî hayata geçmek, arazi taksimatı, kadı ve hâkimler (yani mutasarrıflar) tâyini hususlarında bunlar, bilfiil tâbi olmadıkları hanlara bakarlardı. Hangi han olursa olsun zararı yoktu. Sarık uruğu Merv’de, Salurlar Yolutan’da Bukhara emîri Sah Murad . tarafından yerleştirildiler. 1819 yılında Mangışlak Türkmenleri Khıyvaya, Kızıîsu Yomutları da güya Kaçarlara tâhidiler. Türkmenler kendi aralarında hiçbir zaman rahat yaşamamışlardır. Savaşta zarar gören uruk, herhangi bir devletin himayesine başvuruyordu. Bu vaziyette, tebaalığa kabul etmeleri hakkında Ruslaira başvurdukları da olmuştu (1744). Fakat Ruslar ozaman buna ehemmiyet vermemiş-
-II) Bu destanlar, tarafımdan 1914 te Şarkî Bukharada toplanmıştı, neşrine muvaffak olamadım. Abdülmelik Hanın harekâtı hakkında bk. bir de Sad- ıeddin Ayni, s. 49-65.
İerdi. Ozaman Türkmenler içinde en kuvvetlisi, 100.000 çadırdan iba- let olan «Telce» kabilesi idi. Bunlar zikredilen 1859 senesinden sonra Köpet Dağ*m uzunluğu 300, genişliği 10-30 kilometre olan münbit «Akhjal Teke» (yahiıt «Etek») adlı şimal eteklerinde Tican ırmağı sahilinde, uzunluğu ve genişliği 60 kilometre olan Murghâb havzasında, en çoğu ekincilikle meşgul olarak oturuyorlardı. Fakat hepsinin ekinciliğe geçmesi için su yetişmiyordu. Bunun içindir ki, bir bölümü hayvan beslemekle geçiniyordu. Türkmenlerin oldukça medeniyet tesirine kapılmış ve esas yiğit kitlesini teşkil eden Tekeler, çöldeki ve Hazar
Do'stlaringiz bilan baham: |