yılında Belh şehrinde şehir kuşatma altındayken o sırada Belh’te bulunan Hâ-
midî tarafından yazıldığını belirtir. Fitret ise, bu mesnevinin Dur Beğ adlı bir
şaire ait olduğunu belirtir.
113
Eserin bilinen üç nüshasının (Revan, Paris ve Taş-
kent nüshaları) dışında V. Pertsch’in Berlin Yazmaları kataloğuna dayanarak
Tubingen Staatsbibliothek’te kayıtlı bir nüshasının daha olduğunu belirten
Korkmaz, şairin mahlasının ise Ahmedî olduğunu belirtir
.
114
Görüldüğü gibi
şairin mahlası konusunda da farklı görüşler vardır. Eckmann da şairin mahla-
sını
Hâmidî
olarak kabul eder ve onu Çağatay şairleri arasında gösterir.
115
Mah-
las konusunda ayrı görüşler olsa da önemli olan elde 2726 beyitten oluşan bir
Çağatayca
Yusuf u Züleyha
mesnevisinin olmasıdır.
116
Orta Asya’da 15. yüzyılda edebiyat ve kültür hayatı Baykara ve Nevâyî ile al-
tın devrini yaşamaktaydı. XVI. yüzyılın başında Harezm ve Maveraünnehir’i
ele geçiren Şeybânî prenslerinin idaresindeki Özbekler, Baykara’nın ölümün-
den sonra da Horasan’ı ele geçirerek Timurluların egemenliğine son verdiler.
Herat da artık eski önemini kaybetmeye başladı. Babür, Maveraünnehir ve Ha-
rezm’i Özbeklerden almak istediyse de bunda başarılı olamadı. Timurlular Ba-
bür’ün Hindistan’a göç ederek Türk-Hind imparatorluğunu kurmasıyla yeni-
den varlık gösterdiler. Böylece Çağatay Edebiyatı Şeybânîlerle Orta Asya’da,
Babür ile de Hindistan’da olmak üzere iki ayrı bölgede varlığını devam ettirdi.
Eski önemini kaybeden Herat’ın yerine Semerkant ve Buhara yeniden önem
kazandı. Çağatay dili ve edebiyatı Şeybânîler döneminde de devam etti. Siya-
sî tarihte görülen bu değişim edebiyata da yansıdı ve Şeybânîler döneminde-
ki şairler eserlerini daha çok Farsça yazmaya başladılar. Farsçadan yapılan çe-
virilerin yanı sıra Farsça yazılmış kimi eserlerin Çağatayca benzerleri de yazıl-
maya başlandı. Bir diğer farklılık ise hikmet tarzında görülen yaygınlıktır. Halk
arasında Yesevî dervişlerinin etkisiyle görülen bu değişim, Şeybânî Han ve
Ubeydullah Han tarafından bu tarz şiirlerin yazılmasıyla Özbek hanları ara-
sında da yaygınlaşmaya başladı. Nevâyî ile doruk noktasına ulaşmış olan Klâ-
sik Çağatay edebiyatı Çağatay diliyle divanlar tertip eden; dinî, ahlâkî ve tarihî
konularda eserler veren Muhammed Salih, Şeybanî, Ubeydî ve Babür gibi şa-
irlerle altın devrini devam ettirmiştir.
Önceleri Baykara’nın hizmetinde iken daha sonra Şeybânî Han’ın hizmetine
giren
Muhammed Salih,
Timur devri emirlerinden Şah Melik’in torunu ve Sul-
tan Ebu Said zamanında Harezm valiliği görevinde bulunan Nur Said Bey’in oğ-
ludur. Şeybânî Han’ın maiyetinde iken “Emirü’l-ulema ve melikü’ş-şuarâ olan
Do'stlaringiz bilan baham: