49
Musgurave, saf bir maliye politikasını, kamu harcamalarında meydana gelen
değişmelerin, vergi gelirlerindeki değişmelerle karşılandığı bir politika şeklinde
açıklamıştır (Akdoğan,1993: 389-390).
Keynes ise; özel sektör ve kamu sektörü faaliyetleri arasındaki
fon mobilitesi ile
ilgili olup tam istihdam ile fiyat istikrarını sağlama amacıyla toplam talepteki
düzenlemelerden ibaret olduğunu ileri sürmektedir (Eker,1996: 280).
Maliye politikası kavramı iktisat politikalarına 1929 Dünya Ekonomik Buhranıyla
birlikte girmeye başladığı görülmektedir. Toplam talep yetersizliğinden kaynaklanan
iktisadi kriz ile meydana gelen işsizliği azaltmak adına doğru
bir talep metodunun
gerekliliği meydana gelmiştir. Bundan ötürü de en önemli araçların maliye politikası
araçları olduğu belirlenmiştir. Karar birimleri daha fazla kamu giderleri yapmayı,
vergi hadlerini düşürmeyi vaatlerinde bulunan partiyi iktidara getirdiği
görülmektedir. Bu yıllarda işsizlere geniş çaplı işsizlik yardımı yapılmış ve sosyal
güvenlik harcamaları artmıştır. 1970’li yıllara kadar maliye politikasının önemini
koruduğu görülmektedir. Ancak 1970’li dönemlerde ortaya çıkan stagflasyonist
sürece Keynesyen İktisat Politikaları çözüm getiremediği görülmüştür.
Bu nedenle
keynesyen maliye politikasının önemini yitirdiği düşünülmektedir. Fakat bazı
gelişmekte olan ülkelerde (1980-2000)’li dönemlerde yaşanan finansal ve reel
iktisadi krizlerde kamu ekonomisinin açıklarının, mali baskınlığın, kayıt dışı
ekonominin varlığı önemli düzeyde rol oynaması üzerine
yeniden ekonomi
politikaları
tartışmalarında ön plana çıkmaya başladığı görülmektedir
(Eğilmez,2001).
Günümüzde maliye politikası, 1930-1970 dönemi maliye politikası anlayışından
uzak olduğu görülmektedir. Maliye politikasının en etki olduğu dönemin1930-1970
arası dönemlerinin olduğu düşünülmektedir. Fakat maliye politikası 1980’li
dönemlerden bu yana yasal koşullar içerisinde de alınıp uygulanmaya konulduğu
görülmektedir . Maliye politikası uygulamaları için yasa koyucu tarafından farklı
farklı yasalar yapılmıştır. Bu bağlamda her mesele için uygulanacak politikanın
önceden kanuni olarak belirlenmiş olmasıyla beraber, bir anda bir iktisadi negatiflik
50
meydana geldiğinde mali önlemler almak için kanun yapma sürecine derhal
gidilmeyeceğinden politika gecikmelerinin önleneceği düşünülmektedir.
Özetle ifade etmek gerekirse Modern Maliye Politikasını, Keynesyen iktisadi
yaklaşımın bir ürünü olarak tanımlamak mümkündür. Keynesyen yaklaşımın zaman
içerisinde gelişmesiyle beraber, mali araçların da iktisadi ve sosyal şartlara
entegrasyonu artarak geliştiği görülmektedir. Siyasi iktidarların iktisadi kalkınmayı
gerçekleştirebilmek için iktisadi ve sosyal hayatı idare ve sevk edici müdahalelerde
bulunması, alacağı ekonomik ve mali kararlarla teşvik edici ve zorlamalarda
bulunması tercih edilmektedir. Siyasi iktidarlar bu politika uygulamalarını,
demokratik hukuk düzeni içinde, güven verici bir
zeminde halka benimseterek
uygulayabileceği düşünülmektedir (Bulut,2006: 104).
Do'stlaringiz bilan baham: