9. Bu, senin tek kararın, oluşan şeyin koşuludur.
2
Bunun nasıl olduğuyla alakalı
değildir ama neden olduğuyla alakalıdır.
3
Bunun kontrolü sendedir.
4
Ve çaresiz
olmadığın düşmansız bir dünya görmeyi seçersen eğer, onu görmenin aracı verilecektir.
10. Son soru neden bu kadar önemlidir?
2
Mantık sana nedenini söyleyecektir.
3
O,
zamanın dışında diğer üçüyle aynıdır.
4
Diğerleri verilebilen ve sonra geri alınabilen ve
tekrar verilebilen kararlardır.
5
Ama gerçek sabittir ve kararsızlığın imkânsız olduğu bir
durum anlamına gelir.
6
Sana hükmetmeyen, senin hükmettiğin bir dünyayı arzu edebilir
ve kararını değiştirebilirsin.
7
Çaresizliğini güçle değiştirmeyi arzu edebilir ve minik bir
günah pırıltısı seni cezbettiğinde aynı arzuyu kaybedebilirsin.
8
Ve günahsız bir dünya
görmek isteyebilir ve bir “düşmanın,” bedenin gözlerini kullanman ve arzu ettiğin şeyi
değiştirmen için aklını çelmesine izin verebilirsin.
11. İçerik olarak bütün bu sorular aynıdır.
2
Çünkü her biri, günah dünyasını Kutsal
Ruh’un gördüğüyle değiştirmeye istekli olup olmadığını sormaktadır çünkü günah
dünyasının inkâr ettiği budur.
3
Ve bu yüzden günaha bakanlar gerçek dünyanın inkârını
görürler.
4
Ama son soru, senin gerçek dünyayı görme arzuna süreklilik dileğini katar, bu
yüzden bu arzu, sahip olduğun tek arzu haline gelir.
5
Son soruya “evet” cevabı vererek
diğerleri için verdiğin karara samimiyetini eklersin.
6
Çünkü ancak o zaman yeniden
kararını değiştirme seçeneğinden vazgeçmiş olursun.
7
İstemediğin şey bu olduğunda geri
kalanı tamamen cevaplanmış olur.
12. Diğerlerinin
cevaplandığından
neden
emin
olmadığını
düşünüyorsun?
2
Cevaplandırılmış olsalardı eğer, onların bu kadar sık sorulması gerekir miydi?
3
Son karar
verilene kadar cevap hem “evet” hem de “hayırdır.”
4
Çünkü sen, “evet” cevabının “hayır
değil” demek zorunda olduğunu algılamadan “evet” dedin.
5
Kimse mutluluğunun
aleyhinde karar vermez ama böyle bir karar verdiğini görmezse eğer öyle karar verebilir.
6
Ve mutluluğunu hep değişken; şimdi bu, şimdi şu ve şimdi hiçliğe tutunmuş,
yakalanması zor bir gölge olarak görüyorsa eğer, onun aleyhinde karar veriyordur.
13. Yakalanması zor mutluluk veya zaman ve mekânla biçim değiştiren mutluluk, hiçbir
anlamı olmayan bir illüzyondur.
2
Mutluluk sabit olmak durumundadır çünkü sabit
olmayana duyulan dilekten vazgeçilerek elde edilir.
3
Neşe, sürekli olan gerçek görüşün
aracılığı dışında algılanamaz.
4
Ve sürekli gerçek görüş, sadece, sürekliliği isteyenlere
verilebilir.
5
Tanrı’nın Evladının arzusunun gücü, kendisini çaresiz gören biri olarak
yanıldığının ispatı olarak durur.
6
İstediğin şeyi arzuladığında ona bakacak ve onun
gerçek olduğunu düşüneceksin.
7
Serbest bırakış veya öldürme gücü olmayan bir düşünce
yoktur.
8
Ve hiçbiri düşünenin zihnini terk etmez veya onu etkilemeden bırakmaz.
Do'stlaringiz bilan baham: