3. Beden, senin nefret ettiğin ve korktuğun ve tiksindiğin ve istediğin şeyi bilmez.
2
Sen, onu, ayrılığı bulması ve ayrı olması için ileri sürersin.
3
Ve sonra ondan nefret
edersin, olduğu şeyden dolayı değil, onu kullanma şeklinden dolayı.
4
Gördüklerinden ve
duyduklarından dolayı ezilir ve onun narinliğinden ve küçüklüğünden nefret edersin.
5
Ve
kendi tavırların yerine onunkileri hor görürsün.
6
O,
senin
için görür ve hareket eder.
7
Senin sesini duyar.
8
Ve senin dileğinle narin ve küçüktür.
9
Sana seni cezalandırıyor gibi
gelir ve böylece sana getirdiği kısıtlamalardan dolayı senin nefretini hak eder.
10
Ama sen
ondan, zihninin sahip olmasını ve görmesini ve korumasını istediğin kısıtlamalardan bir
sembol yapmışsındır.
4. Beden, kendinin olarak adlandırdığın zihnin ufacık parçasıyla gerçekten senin
olandan geriye kalan arasındaki boşluğu temsil eder.
2
Ondan nefret edersin, yine de onun
benliğin olduğunu ve o olmadığında benliğinin kaybolacağını düşünürsün.
3
Ayrı yürüyen
her bir kardeşinle etmiş olduğun gizli yemin budur.
4
Kendini saldırılmış olarak
algıladığında tekrar ettiğin gizli yemin budur.
5
Kendisini saldırılmış ve saldırıdan dolayı
kaybediyor olarak görmese hiç kimse acı çekemez.
6
Hastalığa dair bilinçli olarak ifade
edilmemiş ve duyulmamış her tür yemin vardır.
7
Ve de bu, bir başkasına onun tarafından
zarar göreceğine ve karşılık olarak ona saldıracağına dair verdiğin sözdür.
5. Hastalık, acı çekmesi için acısı bedenden çıkarılan öfkedir.
2
Senin bir başkasından
ayrı olmak istediğin gibi onun da senden ayrı olmak için gizli dileğiyle gizli bir şekilde
anlaşarak yapılmış olanın aleni sonucudur.
3
Her ikiniz de bunun dileğiniz olduğu
konusunda hemfikir olmazsanız eğer, etkisi olamaz.
4
Kim “Benim zihnimle seninki
arasında bir boşluk yok” derse, sonsuza kadar ölüme sadık kalmaya dair kendi ufak
yeminini değil, Tanrı’nın sözünü tutmuş olur.
5
Ve onun şifa bulmasıyla kardeşi şifa
bulur.
6. Bu, senin onunla bir olman ve ayrı olmaman için birbirinizle yaptığınız anlaşma
olsun.
2
Ve o, onunla birlikte verdiğin sözü yerine getirecektir çünkü bu söz Tanrı’ya
verdiği sözdür, Tanrı’nın ona vermiş olduğu söz gibi.
3
Tanrı, sözlerini tutar, Evladı da
kendininkileri.
4
Onun yaratılışında Tanrı ona “Sonsuza kadar sen benim sevdiğimsin ve
Ben senin sevdiğinim.
5
Sen de Benim gibi kusursuz ol çünkü hiçbir zaman Benden ayrı
olamazsın” demiştir.
6
Evladı “Olacağım” diye cevap verdiğini hatırlamaz, bu vaatle
doğmuş olmasına rağmen.
7
Yine de, hasta olma vaadini paylaşmak yerine zihninin şifa
bulması ve bütünleşmesine izin verdiği her sefer Tanrı ona bu sözü hatırlatır.
8
Vaatlerini
paylaştığı Tanrı’nın İradesi karşısında onun gizli yeminlerinin bir gücü yoktur.
9
Ve onun
yerine koydukları, kendiliğinden Tanrı’ya söz vermiş olan onun iradesi değildir.
Do'stlaringiz bilan baham: