Yayla evlerinin aşhane olarak kullanılan bölümlerinde, hayvansal gıdaların
pişirmek için faydalanılmaktadır (Foto 3). Yörede hayvan barınağı olarak inşa edilmiş
oluşturmaktadır. Yaylalarda kurulan sofralarda; etli yemekler, süt ve peynir, tereyağı,
yoğurt, kaymak gibi süt ürünleri, buğday unundan yapılmış yöresel hamur işi tatlar en
sık tüketilen ürünler arasında yer almaktadır. Yaylalarda iş yükü fazla olduğu için
zamanı daha iyi değerlendirebilme açısından daha çok hızlı pişen yiyecekler tercih
edilmektedir. Yayla alanlarına yakın yerlerde bulunan kaynak sularından, kadınlar ve
Araştırma sürecinde yörede yaylacılık faaliyetleri yürüten insanların karşılaştığı
atabilecekleri konteynırlar bulunmamaktadır. Buna bağlı olarak yöre halkı çöplerini
168
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
dere kenarlarına, yerleşim birimlerinden daha uzak alanlara atmayı ya da toprağa
gömmeyi tercih etmektedirler. Hayvanlar bu çöpleri yiyerek hastalanabilmekte hayvan
ölümleri bile yaşanabilmektedir.
Yayla meskenlerinde son yıllarda doğal yapıya uygun olmayan yapı
malzemesi kullanılmaya başlanmış, yayla evleri geleneksel şeklinden uzaklaşarak
betonarme yapılara dönüşmektedir. Bu durum yöredeki yaylacılık kültürünün
yozlaşmasına ve sıradanlaşmaya neden olmaktadır.
Yaylacılar yakacak temin etmek ve hayvanlara otlak alan açmak amacıyla
ormanlık alanları tahrip etmektedirler. Bu konuda herhangi bir yaptırım
uygulanmamaktadır.
Yaylalara yakın mera alanlarda, hayvan otlatan çobanlara ayı saldırıları çok
sık yaşanmaktadır. Ayılar tarafından saldırıya uğrayan yöre halkı da ayıları öldürmeye
çalışmaktadır. Yörede bu açıdan ciddi bir güvenlik sorunu olduğu ve planlamaya
ihtiyaç duyulduğu tespit edilmiştir.
Yörede köylere ait meraların sınırları net olarak bilinmediği için sınır ihlali
sorunları yaşanabilmektedir. Bazı yaylalarda çobanlar kendilerine ait olmayan mera
alanlarında hayvan otlatmaktadır. Bu durum yörede kavga ve huzursuzluklara yol
açmaktadır.
Türkiye’nin pek çok yöresinde olduğu gibi Göle’de de yaylacılık faaliyetleri
gerçekleştirilirken bakıma muhtaç durumdaki çocuklar ve ihtiyarlar dışında kalan,
ailenin bütün üyeleri birtakım sorumluluklar üstlenmektedir. Aile içindeki iş bölümü
genellikle şöyle olmaktadır; evin reisi olan babalar ve 15 yaş üstü erkek çocuklar
hayvanların bakımı ve otlatılmasıyla ilgilenirken, anneler ve genç kızları sütün
sağılması ve işlenmesi sürecinde rol almaktadır. Yörede yaşlı kadınlar kazları otlatıp,
tilki, atmaca gibi yırtıcılardan korumakta, yumurtaları toplamaktadır. Kız ve erkek
çocuklar ise güçleri yettiği kadar, su taşıma gibi işlerde ailelerine yardım etmektedir
(Foto 4). Göle’de yaylacılık faaliyetini gerçekleştiren ailelerden bazıları son yıllarda
çocuklarının okumak, çalışmak veya evlenmek gibi amaçlarla başka şehirlere göç
etmiş olmasına bağlı olarak aile içindeki iş gücünü yitirmiştir. Buna bağlı olarak
yörede yaylaya çıkmayan aileler de mevcuttur.