b) Beden duruşu açısından: Eğilmek ve eğilmemek
Yayladaki işler incelendiğinde birçok işin eğilir pozisyon gerektirdiği görülecektir.
Kadın işi olarak yorumlanan orakla ot biçme, bahçe temizleme, ısırgan otlarını sökme,
inekleri sağma, ahırı temizleme, sütle ilgili diğer üretim işleri daima eğilmek bazen
çömelmek gerektiren, yerle yakın teması olan işlerdir. İlkel, zahmetli ve “eğilir” pozisyon
gerektiren işlerin kadın işi olarak algılanması, geleneksel “itaat eden, hizmet eden, boyun
eğen” kadına imajıyla uyumludur. Erkeğin iş yapma tercihlerinde (tamir ve makine bakım
işleri hariç) vücudu dik tutma şeklinde karakteristik bir görüntü mevcuttur. Odun işlerindeki
tercihler bunun çarpıcı bir örneğidir. Ağaç devirme ve mertek yapma için ormana giden
erkek, motor kullanır ve yüksek dallarla ilgilenir. Yakacak olarak ikincil kıymette olan
komar çalısı, gürgen, çam dalı gibi malzemeler kadın tarafından budanır, toplanır ve taşınır.
Yine evin önünde motorla kesilen odunları toplayıp dizmek de kadının işidir. Ot kesmede
erkeğin tırpanı tercih edip orağı akla getirmemesi de eğilmekle ilişkilidir.
Eğilmeme durumunun en önemli yansıması yük taşıma konusundadır. Yük taşımak,
kadınlıkla ilişkilendirilmiştir. Birlikte bir yere hareket edildiğinde malzemeleri ve azığı
kadın taşımaktadır. Erkeğin çarşıdan alıp arabayla getirdiği ağır yükleri yol kenarından alıp
eve taşıyan kadın olmaktadır. Dahası, geçmişte ev yapımıyla ilgili anlatımlarda, erkeğin
yayladaki en başat rolü olan “ev inşa etmek” işinde de kadınların kum ve taş taşıma işini
üstlendiği görülmektedir. Bugün yapı inşa sürecinde makinelerin, taşıma araçlarının devreye
girmesi ve geniş çaplı bu işlerde yevmiyeci çalıştırılması kadınların yükünü azaltmıştır.
Sırta çuval yükleme, sepet yükleme gibi türlü şekilleri olan yük taşıma, kadının
“taşıyıcı, yüklenici, toparlayıcı” rolünün bir parçasıdır. “Yük taşımanın cinsiyeti”ne yönelik
bu algı çocukluktan başlayan bir süreçtir. Kız çocuğunun yük taşıması için kısa ve renkli
ipler edinilmiş, bu iş onlara benimsetilmiştir. Bir erkek için “iple sırtına almak suretiyle”
yük taşıma, bugün de gururla yapılacak bir iş olarak görülmemektedir. Çocukluğunda
yaylacılık yapan, yüksek eğitim ve iş sahibi olma sebebiyle yayladan uzak kalan genç
erkekler için de bu durum değişmemiştir. Erkeklerin yük taşıması ancak eğilmeme
gerektiren pozisyonlarda olmaktadır. Omuzda mertek taşıma ve el arabasıyla taşıma buna
örnektir. Bebeği sırtında taşıyan kadın görüntüsü çok bilindik bir görüntüyken aynı taşıma
şekli erkeklerde hemen hiç görülmemektedir.
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
221
Do'stlaringiz bilan baham: |