162
Uluslararası Yaylacılık ve Yayla Kültürü Sempozyumu, 26 - 28 Eylül 2019 - Giresun
International Symposium on Transhumance and Upland Settlement Culture, 26
th
- 28
th
of September 2019 – Giresun
Giriş
Yaylalar, jeomorfolojik olarak, akarsularla derin bir şekilde yarılıp, parçalanmış,
çevresine göre yüksekte kalan, üzerinde belirgin düzlüklerin bulunduğu yeryüzü şekilleri
(İzbırak, 1986) olarak bilinen platolar üzerinde kurulan yerleşmeler olarak tanımlanabilir.
Yayla yerleşmeleri, beşeri ve iktisadi açıdan ise, yaz mevsiminde hayvanların otlatıldığı,
köyün dışında olmakla birlikte, ekonomik bakımdan köye bağlı ve ekonomik, sosyolojik
olarak onu destekleyen, bazen dinlenme, sıcaklığın arttığı dönemde serinleme gibi amaçlarla
da kullanılan, mevsimlik konutların yer aldığı, dağların yüksek kesimlerindeki düzlükler
(Doğanay, 1997;273-278) şeklinde tanımlanmaktadır.
Adını aldığı Göle Ovası’nın güneybatı bölümünde kurulmuş olan Göle ilçesi deniz
seviyesinden yaklaşık 2000 m yükseklikte engebeli bir topografyaya üzerinde kurulmuştur.
Sahada yükseltisi 3000 metreye yaklaşan dağlık kütleler bulunmaktadır (Zamp Dağı 2745).
Yükselti değerlerinin fazla olması, deniz etkisine kapalı karasal bir bölgede bulunması ve
Anadolu’ya kuzeydoğudan sokulan soğuk hava kütlelerinin etkisine açık olmasına bağlı
olarak Göle’de kış mevsimi uzun ve sert geçmektedir. Yöreye kışın düşen yağışların büyük
bölümü kar olarak düşmekte ve uzun süre erimeden yerde kalmaktadır. Göle’de yaz mevsimi
ise kısa, serin ve yağışlı geçmektedir. Yörenin sahip olduğu bu doğal ortam özelliklerine
bağlı olarak tarım olanakları sınırlıdır. Sanayi faaliyetleri ise sermaye ve ham madde
yetersizliği, doğal koşulların ortaya çıkardığı dezavantajlar ve kalifiye iş gücü noksanlığı
gibi etkenlere bağlı olarak yeteri kadar gelişememiştir. Yöreye gelen turist sayısı son yıllarda
artmakla birlikte, şimdilik yöre ekonomisine katkı sağlayacak seviyeden çok uzaktadır.
Ekonomik faaliyetler açısından yukarıda bahsedilen olumsuzluklar yöre insanını büyükbaş
hayvancılık faaliyetlerine yöneltmiştir. İklim koşullarına bağlı olarak sahada yılın büyük
bölümünde yeşil kalan otlak alanlarının varlığı ise besicilik maliyetlerini düşürüp
hayvancılık faaliyetlerini daha karlı hale getirmiştir.
Araştırma sahasında temel geçim kaynağı durumundaki yaylacılık faaliyetleri coğrafi
ve kültürel açıdan değerli motifleri barındırmakta ve Türkiye’nin diğer yörelerine nazaran
önemli farklılıklar göstermektedir. Ancak literatürde Göle’deki yaylacılık faaliyetlerini ele
alan bir çalışmanın olmaması dikkati çekmektedir. Buradan hareketle yörede yürütülen
geleneksel yaylacılık faaliyetlerini coğrafi bakış açısıyla inceleyip, açıklamak, Türkiye’nin
diğer bölgelerinde yürütülen yaylacılık faaliyetleriyle kıyaslayarak benzer ve farklı yönlerini
tespit etmek amacıyla bu araştırma gerçekleştirilmiştir. Çalışmayla ulaşılan bulguların konu
ve sahayla ilgili literatüre katkı sağlayacağı, yöreyle ilgili planlamalar yapan yönetim
mekanizmalarına yardımcı olacağı düşünülmektedir.
Do'stlaringiz bilan baham: