Yurt Işığı sendin
N
e kadar başka bakarsak bakalım aynı dünyaya bakıyoruz. Bu demek oluyor
ki, bir şekilde bir ortak noktada buluşmamız mümkün. Her insanın korkuları olur
ve içinde kimseye söylemediği şartlandırılmışlıkları vardır. İnsan zaten kimseye
yenilmez eğer kendine yenilmezse... Yapmam dediklerini yaptığında sen, sen ol-
maktan çıkıyorsun. Yenilmek burada başlıyor, zaaflarımız var.
Gitme dediğinde gidenler var. Kal demekle gitme demek aynı şey mi düşün-
mek lazım. Ve eğer biri ‘’gitme’’ dediğinde gidiyorsa bu yalnız onun suçu
değildir. Hayat sadece sevgiyi bölüşmekten ibaret değil, bana ayrılıklarınla gel,
ben öyle de severim seni...
Süslü cümleleri sevmem mesela. Sen beni kandırmayı deneyebilirsin ama ben
bunu kendime yapamam. İşin özünde kimse kendini kandıramaz zaten. Sadece
‘’Belki bu şekilde daha iyi olacak’’ diyerek kalbini inandırmaya çalışır. Kalp
kanar mı? Evet. Kalp bazen hem kanar hem kanar...
Aşktan rüzgârlar var, suratını koru, çarpmasın ve aslında kimse sana aşkı ver-
meye gelmez, herkesin niyeti almaktır. O sana âşıksa o alır. Sen âşıksan sen al-
maya gidersin. Birinin yürüyüşüne vurulursun, birinin gülüşü tokattır kalbine.
Eros falan hikâye...
Uzun yolculuklar lazım ve bir insanı en çok yürürken tanırsınız. Ben hep
yürüdüm, ruhları duymadı, kimlerin içinden geçtim. Hayat sarılabileceğiniz doğru
insanı ararken geçen vakit sanırım. Öyle herkese sarılmayın. Hani derler ya;
‘’Sarılmamız gereken bir konu var.’ İşte bu cümleyi yok etmek herkese sarılmak-
tır. Anlatsam anlarsın ama anlatmam.
Bedelini ödüyoruz her şeyin, merak etme günahsız bırakmazlar seni. En iyisin-
in sırat köprüsünde ayağı kayar. Sana düşen şey düşmemeyi öğrenmek.
Öğrenemeyeceğini bile bile çabalamak. Sezen’in söylediği gibi: ‘’Masum değiliz
hiçbirimiz.’’
İnsanın değerleri olmalı, her değer sizi bir adım ileri götürür. Katı kurallarınız
olsun bazen. Öyle bir kuralınız olsun ki; dünya dikilse karşınıza vazgeçmeyin.
Aptal olun demiyorum, inatçı olun demiyorum. Doğru yaşayın, doğru yaşamak in-
sandan pişmanlık duygusunu alır.
Hayat bir bütündür ve geçmiş asla geçmişte kalmaz. ‘’Sence ne önemi var
geçmiş zamanlarımın?’’ diyen insandan korkarım ben. Senin geçmişini bir
başkası yaşamadı ki? Sen yaşadın ve sen kendi yaşadığın her şeyden sorumlusun.
Geçmiş geçmişte kalmaz. Çizgiler geriye doğru birleşir.
Yazıyı toplamak gerekirse, bence gerekmez bırak dağınık kalsın. Bugün git
korkularınla yüzleş, gerçekler zaten hayatın içinde. Yürüyebildiğin kadar yürü,
sevebildiğin kadar sev. Sonra bir kahve iç ama herkesle kahve içilmez, unutma.
Sadece âşık olduğun insanla kahve iç. Onu izlerken kahven soğusun, soğuk
kahveyi sırf onun yüzünden sev.
Ve unutmadan her yazıdan kendine bir cümle ayır.
265/272
Do'stlaringiz bilan baham: |