VERİMLİLİK, İstihsal ameliyesinde kullanılan üretim unsurlarının sayısı ile, neticede elde edilen hasıla (miktar ve kalite itibariyle) arasındaki oran. Teknik anlamda, rasyonellik ve verimin ölçüsü olup, sarfedilen ile elde edilen arasındaki oran. Ekonomik anlamda da belirli zaman içinde yapılan imalatın ifadesi.
VERMİKÜLİT, Genleştirilmiş vermikülit, hafif yapı gereçlerinde agrega olarak, binalarda ısı ve ses izolasyonunda, soguk hava depolarının izolasyonunda, dekorasyon işlerinde, dökümhane ve benzeri yüksek ısı ile çalışan yerlerde ateşe dayanıklı sıva ve kaplama malzemeleri üretiminde kullanılır. Ziraatte ise topragın özelliklerini iyileştirici katkı olarak, zirai ilaçlarda ve gübrelerde katkı malzemesi olarak, ev ve ahır hayvanlarına yatak malzemesi olarak kullanılır. İnce taneli genleşmiş vermikülit ayrıca boyada, lastik ve plastik üretiminde dolgu olarak kullanılır. Diger bir deyişle vermikülit, perlit, pomza, genleşen killer, camyünü, yutong, strafor beton ve köpüklü beton gibi malzemelere bir alternatiftir. Dünya toplam üretimi yılda 500.000-600.000t kadardır.
Piroksenit, amfibol grubu ve ultramafik kayaçlardaki olivinlerin sonradan bunlara nüfuzeden siyenitler, karbonatitler ve pegmatitler vasıtasıyla oluşan solüsyonlar ve yüksek sıcaklık sebebiyle gaz haline dönüşmüş bazı maddelerin etkileriyle alterasyona ugrayarak biyotit- flogopit, serpantin ve klorite dönüşmesinden sonra yeraltı sularının sirkülasyonu ile derinlere dogru kayaçlardaki alkalilerin yer degiştirmesi, magnezyumun yeniden dagılımı, kristal yapısına suyun nüfuzedip molekül yapısına girmesi suretiyle oluşan bir mineral. Terkibi = (Si.Al)4 (Mg. Al. Fe)3 O10(OH)2Mgx(H2O)n 0,9>x>0,6
Vermikülitin en önemli özelligi 900°-1100°C sıcaklıkta 4 ila 8 saniye tutularak genleştirilebilmesidir.
VEZÜVYAN, 1) Tetragonal sistemde kristalleşen, sarı, kahverengimsi, yeşilimsi ve siyahımsı renklerde olabilen, saydam veya yarı saydam bir kontaktmetamorf mineral. Ca10 Al2 (Mg, Fe)2 (OH)2 Si9 O36. Kontakt minerallerde, özellikle metamorfik kalker içerisinde gröna ile birlikte bulunur. Yeşime benzeyen türüne “Kalifornit”, gök mavisi türüne “Siprin” denir. 2) Wiluit 3) İdokras
VİDA, Egik düzlem kanunlarına göre üzerine sag veya sol yiv (diş) açılmış silindir veya konik parça, diger bir ifade ile üzerine diş açılmış burmalı çivi. Kullanış yerlerine ve şekillerine göre çeşitli vidalar yapılmakla beraler normlaştırılmış üç vida sistemi vardır. Bu sistemler de;
(a) Whitworth vidası
(b) Metrik vida
(c) U.S. St. vidası (Bu vida genel olarak Amerika’da kullanılır.)
VİBRÖR ELEK, Bir kasaya yerleştirilmiş elegin kasa agırlık merkezine, merkezi olarak yerleştirilmiş bir tahrik düzeninin eksantrik hareket etmesi suretiyle elenecek malzemenin elenerek, tane boyutlarına göre tasnifini saglayan düzen.
VİDA ADIMI, Vidanın tam bir devir (360½) döndürülmesi halinde yaptıgı ilerleme; diş helezonu üzerinde bir devir yapmak suretiyle dikey olarak alınan yol.
VİDYA ÇELİGİ, Matkap uçlarının ve potkabaç kesici başlarının imalinde kullanılan volfram karbit ve kobalt ihtiva eden ve kolay aşınmaması özelliginden dolayı bilhassa madencilikte kullanılan sert çelik.
VİDYA KRON, Ucuna, muayyen bir plan dahilinde vidya taneleri yerleştirilerek standarda göre imal edilmiş, orta sert formasyonlarda karot alabilen matkap veya degiştirilebilen matkap şeklinde imal edilen, delik delme işinde kullanılan uç.
VİKERS SERTLİGİ, Tepe açısı 136½ olan elmas piramit 120 kg’a kadar degişik yükle malzemenin içine dogru bastırılmak suretiyle, parça üzerinde elde edilen izin köşegenlerinin ortalama degeri ölçülerek tayin edilen sertlik. Bu şekilde bilhassa ince sacların veya yüzeyi sertleştirilmiş malzeme yüzeyinin sertligi tayin edilir.
VİNÇ, 1) Halatın gevşetilmesi ve sarılması suretiyle insan ve malzeme taşınmasına yardımcı olan, tanburu elektrik veya basınçlı hava ile tahrik edilen makine. 2) Egimli olan ve katları birbirlerine baglayan, mekanik güçten yararlanılarak dolu vagonları aşagıdan yukarı çekmeye yarıyan nakliyat yolu kavramı. 3) Egimli yolda mekanik güçten yararlanılarak taşıma yapmaya yarayan düzen. 4) Tekerlekler, raylar, paletler üzerinde hareket edebilen kaldırma ve çekme makinesi.
VİNÇ BAI, Vinç düzeninde, vinç, makas, karakol sinyal tertibatı vb. müştemilatın bulundugu manevra ve işaretleşme yeri.
VİNÇ DİBİ, Vinç düzeyinde arabaların vinçten indigi yerdeki manevra ve işaretleşme yeri.
VİNÇ DİBİ KAÇAMAK LAGIMI, Vinç dibine gidiş gelişlerin ve oradaki çalışmaların emniyetle yapılmasını saglamak için anayolla vinç dibi arasında sürülmüş olan irtibat lagımı.
VİNÇ DÜZENİ, Ana-, ana ve tali-, veya tali katlar arasında vinç kullanılarak dolu arabaları yukarı çeken ve boş arabaları aşagıya indiren taşıma düzeni.
VİRA, “Çek” işareti —> İşaretleşme.
VİRAJ, 1) Demiryolu ve karayolu taşımacılıgında yolların yön degiştirdigi bölümler. 2) Dönemeç. 3) Kurba.
VİSKOZİTE, 1) Sıvıların ve gazları teşkil eden çok küçük parçalarının hareket sırasında birbirlerine karşı gösterdigi direnç. 2) Bir akışkanın akmaya karşı gösterdigi iç direnç.
VİSKOZİMETRE, Agdalılık ölçer olarak da bilinir. Bir akışkanın agdalılıgını (iç akışa karşı direncini) ölçen aygıt. Bu aygıtın bir türü, belirli hacimdeki bir akışkanın belirli bir aralıktan ne kadar sürede aktıgını kaydeder. Kılcal borulu agdalıkölçer ise, bir akışkanı dar bir borudan belirli bir hızla akmaya zorlamak için uygulanması gereken basıncın ölçülmesine dayanır. Ayrıca bazı türleri bir kürenin akışkan içindeki batma hızını ölçer. Bir başka türü iç içe geçmiş eş eksenli iki silindirden içtekini döndürmek için gerekli kuvveti ölçerek silindirler arasına sızmış olan akışkanın agdalıgını saptar ; bazıları da akışkan içinde titreşen bir diskin salınımlarının sönüm hızını ölçme ilkesine dayanır.
VİTRAY, Birbirine baglı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından meydana gelen saydam pencere süslemesi.
VOLAN, Pistonlu makinelerde enerji akümülatörü görevi yapmak suretiyle ölü noktaların aşılmasını saglayan kasnak veya tekerlek şeklinde olan kitle.
Devri yükseltilen volan kendi ataleti nedeniyle hareket enerjisini depo eder ve her zaman geri verir.
VOLE, Birkaç lagım deligini aynı anda patlatma işlemi.
VOLFRAM, 1) Kimyasal simgesi W, atom numarası 74,0, atom agırlıgı 183,85, özgül agırlıgı 19,3 olan, Wolframit (Fe, Mn WO3), şelit (CaWO4), hübnerit (MnWO4) mineralleri içinde bulunan nadir element. 2) Tungsten. Volfram metali aşırı sert kırılgan, gri renklidir. Tabii olarak bulunmaz. Erime sıcaklıgı 3410½C, elektriksel iletkenligi yüksektir. Havada 400½C’de oksitlenir. Volframlı çelik alaşımları aşınma, çarpma, paslanma ve çürümeye karşı çok dayanıklıdır. Kullanım alanı geniş olan ve stratejik bir metal olarak dikkati çeken volfram, daha çok çelige sertlik ve dayanıklılık kazandırma özelliginden dolayı alaşımlarda, metal olarak karbürlerde ve çeşitli kimyasal bileşiklerde kullanılır. Turbin motorlarının yüksek hararete maruz kalan kısımlarındaki kablolar, ampuller içindeki flama telleri, elektrik aletlerindeki kontak noktaları da tungstenden imal edilir. Ayrıca bazı boyaların imalinde de kullanılır.
VOLFRAM ÇELİGİ, % 14-18 wolfram ihtiva eden çelik. Bunlar yüksek devirli kesici cihazlarda kullanılır. Kızıl derecede dahi keskinligini ve deliciligini muhafaza eder.
VOLKAN, Yanardag. Magmanın yeryüzüne çıkan sivri veya yatık koni biçiminde, tepesinde bir püskürme agzı (krater) bulunacak şekilde oluşturdugu dag. ––> Yanardag.
VOLKAN BOMBASI, Büyük lav parçalarının kraterden fırlarken havada eksenleri etrafında dönerek katılaşmasından meydana gelen kayaç parçaları.
Volkan bombalarının fındık büyüklügünde olanlarına lapilli denir.
VOLKAN CAMI, Volkanik kökenli, camsı ve genellikle siyah renkli olan ve perlit grubuna giren bir mineral. Minerolojide obsidiyen olarak bilinir. Demir oksit içermesi durumunda rengi kırmızı veya kahverengi, içinde gaz kabarcıkları bulunanı ise açık gri olur. Nadiren de olsa siyah-kırmızı veya siyah-gri şeritli türlerine de rastlanır. Obsidyenlerdeki bünye suyu pekştayn ve perlitlerden daha azdır.
VOLKANİK KAYAÇ, 1) Volkan bacası adı verilen yerkabugu çatlaklarından erimiş magmanın yeryüzüne çıkarak akması veya kubbe şeklinde yıgılarak soguması sonucu meydana gelen magmatik kayaç. 2) Püskürük (ekstrüsif) kayaç.
VOLKANİK TÜF, Volkan küllerinin tabakalar halinde birikmesi ile meydana gelen kayaç.
VOLLASTONİT , Asit intrusiflerin kalkerlerle kontagında oluşan bir kalsiyumsilikat minerali (Ca Si O3). Saf halde iken rengi beyaz olup, lifsi görünüşlüdür. Çeşitli impüritelerle rengi kurşuni veya kahverengine dönebilir. Enerji tasarrufu yanında düşük pişme küçülmesi, yüksek ısıya dayanımı, yüksek mekanik direnci, kontrol edilebilir porozite ve iyi izolasyon kabiliyeti gibi özellikleri, kullanım yerlerini belirler. Buna göre yer ve duvar karoları, tek pişirimli fayans imali, elektrik izolatörleri, porselen, sır, emaye, mineral elyaf, beyaz boya ve abrasif disk imalinde kullanılır.
VOLÜMETRİK VERİM, Ocakta yararlı olarak kullanılan toplam hava hacminin, toplam dolaşım havası miktarına oranının yüzde olarak ifadesi.
VORSYL AYIRICISI, 1967 yılında İngiltere’de 0,5-50 mm tane büyüklügündeki kömürleri yıkamak (zenginleştirmek) amacıyla geliştirilmiş DSM (agır ortam) siklonlarına benzer, dik olarak yerleştirilmiş bir hücrede oluşan, optimum hücre çapı 72 cm olan (bu çapta bir ayırıcı ile 120 t/h yıkama kapasitesine ulaşan),kömür zenginleştirme (yıkama)ünitesi. Santrifüjlü ayırıcılar. Agır mayi ile kömür yıkama yöntemleri.
Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - Y
|
YAĞCI, 1) İş makinelerinin akaryakıt ve yağ ikmalini sağlayan ve bakımını yapan kimse. 2) Operatör yardımcısı.
YAĞ CİLA, Çoğunlukla biraz bulanık olan minerallerde olan ve yağlı bir cisim görünümü veren cila. Bu görünüm; nefelin, kardierit ve bazı kuarslarda vardır. —> Minarellerin parlaklığı.
YAĞLAMA SİSTEMLERİ, Bir makinenin doğrusal ve dairesel hareket eden parçalarında kaymayı sağlamak, aşınmayı ve ısınmayı önlemek amacıyla uygulanan düzen. Bu düzende gres yağı veya ince yağ kullanılır. Genel olarak gres yağı ile yağlamada gresör veya gres pompası; ince yağ ile yağlamada da el yağdanlığı, damlalıklı yağdanlık, bilezikli veya dişli çarklı yağlama düzenleri ile yağ pompası gibi araç ve gereç kullanılır. Demir testereleri gibi düz kayıtlı olan makinelerde kayıtlar üzerinde ufak yağlama delikleri bırakılıp, bunlar bir yayın taşıdığı bilyelerle kapalı tutulur. Taşıt araçlarının alt kısmındaki mafsallı yerlerde yağlamayı sağlamak için de gres nipeli vardır.
YAĞLARIN VİSKOZİTESİ, Yağların akış-kanlığı ve özlülüğünü belirleyen kavram. Visko-zite, pratikte Engler (E½) derecesi ile ölçülür. Viskozite tesbiti üst çapı 2,9 ve alt çapı 2,8 mm ve yüksekliği 20 mm olan bir boru ile yapılır. 20½C sıcaklıkta 200 cm3 suyun bu borudan akışı olan 50-52 saniye zamanın 1 Engler derecesine eşit olduğu kabul edilir. 20½C sıcaklıkta 200 cm3 yağın bu borudan akışı 300 saniye ise bu yağın Engler derecesi 6’dır.
YAĞLI KİREÇ, —> Kireç.
YAĞLI KÖMÜRLER, Bünyesinde % 10-24 uçucu madde ihtiva eden kömürler.
YAĞLI SALMASTRA, —> Salmastra.
YAĞ POMPASI, —> Yağlama sistemleri.
YAĞSIZ KÖMÜR, Antrasit. Kısa alevli kömür.
YAKIT, Yanma olayında kimyasal reaksiyonla veya okside olmak suretiyle ısı verebilen ve eko-nomik bir değeri olan her türlü madde. Yakıtlar, katı-, sıvı-, gaz- ve nükleer yakıt diye sınıflandırılır.
YAKILMIŞ ÖLÜ DOLOMİT, —> Dolomit.
YAKIT YAĞI, —> Fuel oil.
YAKITLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ, Linyit, taşkömürü fuel oil ve doğal gazın ağırlık bakımından % olarak analiz değerleri. ––> Çizelge
YAKUT, 1) Alüminyum oksit terkibinde parlak, kırmızı renkte değerli taş (rubin). Mavi renklisine safir (gök-yakut) denir. 2) Kırmızı renkli korendon.
YALANCI MERMER, Genellikle sönmüş kireç, ince inşaat alçısı veya kalıp alçısı, mermer tozu ve tebeşirden yapılan mermere benzer madde.
YALANCI ŞEKİLLİ MİNERAL, —> Psödömorfoz.
YALITKAN PORSELEN, Yüksek veya alçak gerilim için yalıtkan olarak kullanılan, feldispattan yapılmış sert —> Porselen.
YAMAÇ MOLOZU, Yamaçlarda, yamacın düzlüğe ulaştığı yerlerde düşerek, kayarak oluşmuş; yer yer gevşek veya taşlaşmış gayrimuntazam çökeller. Bazan eluviyal plaserler ihtiva ederler.
YANAR KÜKÜRT, Havada kuru kömürün en fazla 850°C da tam yakılması sonucunda yanma gazlarında kükürt bileşiği halinde bulunan kükürdün yüzde olarak ifadesi.
YANARDAĞ (VOLKAN), Yer’in ya da herhangi bir başka gezegen ya da uydunun kabuk bölümünde yer alan ve içinden dışarı doğru mağma (eriyik kayaç), piroklastik moloz ve çeşitli gazlar püsküren baca. Yanardağlar, püskürme özelliklerine, etkinlik şiddetlerine ve volkanik yüzey şekillerine dayalı olarak 1) İzlanda ya da yarık, 2) Havaii, 3) Stromboli,4) Vulcano, 5) Pelée, 6) Plinius tipi püskürme olarak sınıflandırılmaktadır. —> Şekil, Volkan.
İzlanda tipinin özelliği, erimiş bazaltlı lavların, uzun paralel yarıklardan dışarı boşalmasıdır. Bu tür akıntılar çoğunlukla lav platosu oluşmasına yol açar.
Havaii tipi yanardağlar, İzlanda tipindekilere benzer; başlıca farkları, akışkan lavların zirveden ve radyal yarıklardan akarak kalkan yanardağlar oluşturmasıdır.
Stromboli tipi yanardağlarda genleşen gazlar orta şiddette patlamalara neden olur, bunun sonucunda da kesintisiz küçük püskürmelerle dışarı akan akkor lav pıhtıları, volkan bombaları, curuflar ve lav akıntıları oluşur.
Adını, stromboli yakınlardaki Vulcano adasından alan Vulkano tipi yanardağlarda orta şiddette koyu renkli çalkantılı gaz ve kül püskürmeleri olur.
Pelée tipi yanardağlarda, yoğun ve şiddetli kızgın volkanik kırıntı ve ve gaz karışımı püskürmeler görülür.
Plinius tipi en şiddetli püsküren yanardağ türüdür.
Yanardağların volkanik yüzey şekilleri ise: Bileşik-, Strato-, Somma-, Kaldera- ve Kalkan yanardağ diye isimlendirilmektedir.
YAN BASMASI, —> Tavan basması.
YAN DELİK, Derin sondajlarda swivel head’e bağlı kelly’nin kuyudan çekildikten sonra içine yerleştirildiği hafif meyilli kısa kuyu.
YANGIN BARAJI, Bir yangın durumunda yangın yeri ile irtibatlı olan yolları kapatan duvar, perde veya dolgu. Bu baraj; kum torbası, kil, sıvalı travers, tuğla, beton veya briketten yapılabilir.
YANGIN EKİBİ, —> Tahlisiye istasyonu.
YANGIN KAPISI, Hava giriş kuyusunun yakınlarına, daha ziyade kat ağızlarına kurulan ve ateşe dayanıklı malzemeden yapılmış olan (herhangi bir yangın anında kapatılabilecek) emniyet kapısı.
YANIK, Mermer yatağının dış tesirlerle bozulmuş olan ve kaldırılıp atılması gereken kısmı. Yanık mermer yumuşak, kof, kırılması kolay, cila kabul etmez ve darbe ile dağılma özellikleri gösterir.
YANKAYAÇ, 1) Üretimi planlanan maden yatağını çevreleyen yani maden yataklarını içinde bulunduran kayaç. 2) Yan kaya.
YANLIŞ OTURMUŞ MADDE, —> Eleme.
YANMA, Yakıtların genellikle havadan sağlanan oksijen ile hızlı oksidasyon sonucu, ısı ve sıcak yanma ürünlerinin açığa çıktığı ve bu esnada biraz da ışık ve sesin oluşabildiği, kimyasal reaksiyon. Yanma olayının temelini karbon, hidrojen ve kükürdün yanma reaksiyonları oluşturur. Yanmanın tam olmaması durumunda CO, O2, CH4, kurum ve katran gibi hava kirleticileri oluşur. Yakıt içerisindeki su, yanma sırasında buharlaşır ve bu durumda zararsızdır. Ancak yoğun SO2 içeren baca gazlarında yoğuşma sınırında asit oluşumunu hızlandırıcı etkisi zararlıdır.
Diğer bir ifade ile yanma; oksijen ve yakıtın bileşenleriyle ilgili bir kimyasal olaydır.
C + O2 —> CO2
C + 1/202 —> CO
H2 + 1/202 —> H2O
Yanıcı bileşenlerin tamamen yanarak ısıya dönüşmesine “Tam yanma” denir. Katı ve sıvı yakıtların yanabilmesi için, önce gaz fazına geçmesi ve ortamdan ısı alması gerekir. Doğal gaz, gaz fazında olduğundan, ortamdan ısı almasına gerek yoktur. —> Tutuşma sıcaklığı, Kömür yakma sistemleri.
Doğal gazın yanma tepkimesi:
CH4 + 202 —> CO2 + 2H2O
C2H6 + 5O2 —>3CO2 + 4H2O
C4H10 + 6,5 O2 —> 4CO2 + 5H2O
C5H12 + 8O2 —>5CO2 + 6H2O
YANMA HARARETİ, 1) Yakıtın yanma reaksiyonuna başlayacağı sıcaklık derecesi. 2) Yanma sıcaklığı (temperatürü).
YANMA ISISI, Bir yakıtın bir kg’ının yanması ile elde edilen ısı miktarı. 1 kg karbonun yanmasından 8100 Kcal ısı elde edilir.
YANMA OLAYI, 1) Yüksek hararette gaz safhasında oksidasyon sonucu ısı intişar ettiren (yayan) olay. 2) Yanıcı ve yakıcı gazların kimyasal reaksiyonu.
YANMA REAKSİYONLARI, —> Yanma.
YANMAZ KÜKÜRT, Havada kuru kömürün en fazla 850°C da tam yakılması sonucu kalan kül içinde sülfatlı bileşikler halinde kalan kükürdün yüzde olarak ifadesi.
YANMIŞ MANYEZİT, —> Sinter manyezit.
YANTAŞ, Aynı yaşta veya daha genç bir maden yatağını çevreleyen, yani onunla kontakt durumunda olan kayaç. —> Yankayaç.
YAN NOKTA HESABI, Koordinatları bilinen iki noktayı birleştiren doğru üzerine dik düşen noktaların koordinatlarının hesaplanması yöntemi.
YAN TUMBA, —> Tumba.
YAN ÜRÜN, Üretim esnasında ikinci derecede elde edilen ve esas mamül veya mamüllere nazaran nisbeten daha az önemli olan ikinci derecede mamül veya ürün.
YAPI, 1) Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları sonucu birbirleriyle ilgili durumlarını ifade eden kavram. 2) —> Strüktür. 3) Bünye.
YAPILABİLİRLİK RAPORU, 1) Çeşitli olanaklarla uygulamaya konulmak istenen bir yatırım projesinin ekonomik ve teknik bakımdan yapılabilir en uygun çözümü gösterdiğini belirten rapor. 2) Fizibilite raporu.
YAPRAK, Mermer ocaklarında —> Kompresör çivisi ile ve her bir çivi için iki adet olmak üzere yani çift olarak kullanılan bir yüzü oval, diğer yüzü düz 3 cm eninde ve 30 cm boyunda demir parçası.
YAPRAK TAŞ, —> Şist.
YARDIMCI DELİK, —> Tarama deliği.
YARI BLOK ÇALIŞMA YÖNTEMİ, Döner kepçeli kazıcının, kademe dışında hareket ederek kazdığı malzemeyi kademeden uzakta bulunan bant konveyöre veya vagonlara yükleme düzeni. Bu yöntem genellikle, kömür damarı üzerindeki son örtükazı kademesinin kaldırılması işinde (—> Şekil) uygulanır.—> Blok Çalışma Yöntemi.
YARI DENGELİ İHRAÇ SİSTEMİ, Çift halatlı ve çift tamburlu ihraç sistemi. —> Dengesiz-, Yarı dengeli, Dengeli ihraç sistemi.
YARI MEKANİZE AYAK, —> Alın mekanizasyonu.
YARIM SARMA, Kapalı işletmelerde bulunan üretim yerlerinde, çatallar üzerine konulan kapak tahtası veya ortadan uzun ekseni boyunca dilinmiş ince yarım direk.
YARMA, 1) Sondaj yapmaya uygun olmayan, yeryüzüne çok yakın veya toprak, kum ve döküntü çakıl sanalarının altındaki sağlam zemine, maden aramak amacıyla ulaşmak için, kazma kürek veya dozer vb. kazıcı makinelerle açılan prospeksiyon (çukurları) hendekleri. Yarmaların eni insanın rahat çalışacağı kadar olmakla beraber, boyları birkaç metre, hatta birkaç yüz medre olabilir. Uzun açılar yarmalara kanal da denir. 2) Yeryüzünde kazı yapmak suretiyle maden arama (prospeksiyon) şekli.
YARI ÜRÜN, Alüminyumun işlenmesi sonucunda elde edilen, fakat kendisi de başka bir işlemde girdi olabilen, levha, folyo, şerit, disk gibi profil ürünleri tanımlayan ve alüminyum sektöründe kullanılan bir terim.
YASSI HADDE ÜRÜNLERİ, Üretilen çeliğin haddelenmesi suretiyle elde edilen; a) Levha b) Sıcak haddelenmiş yassı ürünler, c) Soğuk haddelenmiş yassı ürünler, d) Teneke olmak üzere dört ana gruba ayrılan yassı çelik ürünleri. Bu ürünler, dayanıklı tüketim malları ve yatırım malları endüstrilerinin ana girdisini oluştururlar. Türkiye’de yassı çelik ürünlerinin tüketildiği sektörlerin başında boru ve profil sanayii, otomotiv sanayii, yakıt araç ve gereçleri imalatı gelir.
YASSI HALAT, Kemer şeklinde örülmüş olan halat. —> Çelik halat.
YASSI ÜRÜN, Levha, folyo, şerit, disk gibi, hadde tezgahlarında elde edilen ürünleri tanımlayan ve aluminyum sektöründe kullanılan bir terim.
YASTIK, Tavanı ve tabanı çürük olan yerlerde, sütun (çatal) olarak kullanılan direklerin tabana ve tavana batmasını önlemek veya tahkimatı takviye etmek için yatay olarak konulan kısa direk. —> Takoz.
YASTIK ÇAMURU, Lağım deliği dibine konan ve patlayıcı madde sıkılanırken esneklik sağlayan çamur parçası.
YAŞ TABANLI TOZ KÖMÜR YAKICILAR, Külün aglomera edilerek çekildiği yakıcılar. Yaş tabanlı kömür yakıcılarda, yanma odasında sıcaklığın kül ergime noktasına çıkmasına izin verilerek külün tabanda bir sıvı olarak yüzeylerde akması sağlanır. Bu amaçla tasarlanan sistemlerde, yüzeylerin mümkün olan kısımlarında refrakterlerin yapılması, ısı çekişinin de kül yapışmasından etkilenmemesi için gerekli önlemlerin alınması lazımdır.—> Kömür yakma sistemleri, Yanma.
YAŞLANDIRMA SERTLEŞTİRİLMESİ, Su verme ısıl işlemi ile aşırı doymuş katı eriyik oluşturulduktan sonra, uygun sıcaklık ve sürelerde alaşımın mikroyapısında çökelme parçacıkları oluşturarak bir alaşıma yüksek mukavemet kazandırma işlemi. Örneğin, duralimün alaşımı (% 4 Cu bulunduran Al-Cu alaşımı.)
YATAY ATIM, —> Fay atımı.
YATAY AYAKLI GÖÇERTME, —> Tumba metodu.
YATAY MERKEZKAÇ DÖKÜM, —> Savurma döküm.
YATAY YÜZEYİ, Mermer işletmeciliğinde ocakta taş tabakalarının birbirine yaslandığı yüzey.
YATIM, —> Yatım açısı. Meyil açısı.
YATIM AÇISI, 1) Bir damar veya tabaka düzleminin yatay düzlem ile yaptığı açı. 2) Meyil açısı. —> Tabaka.
YATIM DİYAGRAMI, arazide ölçülen veya jeolojik haritadaki bilgilerden yararlanılarak jeolojik kesit yapımı sırasında kullanılan yardımcı diyagram.
YATIM DOĞRULTUSU, Yatım düzlemi içerisinde, damar düzlemi ile yatay düzlemin ara kesitine dik olarak doğrunun yatay düzlemdeki izdüşümü.
YATIMLI DAMARDA DRAGLINE UYGULAMASI, Damar yatımlarına göre iki ana grupta uygulanan yöntem. Damar yatımı 20° ‘ye kadar olan örtükazı birinci grubu teşkil etmekte olup, dragline yöntemi tek başına, ikinci grubu oluşturan ve damar yatımı 20°-60° arasında olan örtükazı işlerinde ise, dragline yöntemi, kazıcı kamyon yöntemi ile beraber uygulanır.
Damar yatımı (0°-10°) ve (10°-20°) arasında olma durumuna göre iki ayrı yöntem mevcuttur. Birinci durumda dragline dilim üzerinde, ikinci durumda ise döküm sahası üzerinde çalışır.
Do'stlaringiz bilan baham: |