KUARS LAMBASI, Ultraviyole ışın veren kuars camından mamul lamba. Bunlar sağlık hizmetlerinde veya madencilikte, arama ve bilimsel incelemelerde kullanılır.
KULE, Yüksek ve çoğu kez betonarme, çelik veya ağaç konstrüksiyon olarak silindir, kare prizma veya kesik piramit şeklinde imal (inşa) edilen (soğutma kulesi, ihraç kulesi, sondaj kulesi vb.) yapı. —> Sondaj kulesi.
KULLANILMIŞ HAVA, 1) Yeraltında çalışılan yerlerden dolaşarak nefesliğe (hava dönüşyoluna) gelmişolan ocak havası. 2) Kirli hava.
KULUÇKA MERKEZİ, —> Teknopark.
KUM, 0,06-2 mm çapındaki ayrık mineral taneciklerinin birarada oluşturdukları yığılmalar.
Kumlar iri (0,6-2 mm), orta (0,2-0,6 mm) ve ince (0,06-0,2 mm) olmak üzere sınıflandırılır.
KUM MUHTEVASI, Sondaj çamuru içindeki nisbeten iri aşındırıcı parçacıkların yüzde miktarı.
KUMPANYA, 1) Daha çok yabancı ortaklık. 2) Topluluk.
KUMTAŞI, —> Gre.
KUPA, —> Dibektaşı.
KUPOLA FIRINI, Dökmecilikte kullanılan pik ve hurda demirleri eritmeye yarayan tekneli fırın.
KURBA, 1) Dönemeç. 2) Viraj. 3) Kurb. 4) Yolun yön değiştirdiği kısım.
KURŞUN, Gümüşsü beyaz mavimsi gri renkte, tırnakla çizilebilecek kadar yumuşak, dövülebilir ama çekmeye elverişsiz, atom numarası 82, atom ağırlığı 207,19 ergime noktası 327,5°C kaynama noktası 1.744°C, yoğunluğu 11,29gr/cm3, peryodik tablonun IVa grubunda (karbon grubu) yer alan kimyasal element. (Simgesi Pb)
Kurşun tabiatta sülfür, karbonat, sülfat ve kompleks klorürler şeklinde bulunursa da bu metalin hemen yegane cevheri çok defa bir miktar gümüşde ihtiva eden kurşun sülfür (PbS) yani galendir. Kurşunun “ Servüzt (PbCO3) ismi verilen karbonat’ı ile “ Anglezit (PbSO3) “ adı verilen sülfat’ı cevher olarak büyük önem taşımamaktadır. Bu kurşun mineralleri hava ve suyun yavaşetkisiyle galenden meydana gelmişsekonder minerallerdir.
KURŞUN 210’LA TARİHLEME,—> Kurşun, Uranyum-Toryum-Kurşunla Tarihleme.
KURŞUNİ BAKIR, Antimonlu bakır sülfür.
KURŞUN LİÇİNGİ, —> Kurşun üretimi.
KURŞUN SPESİFİKASYONLARI, Ticarette işlem gören rafine edilmişkurşun metalinin bazı ülkeler standardına uygun olarak belirlenen muhteva oranları. Kurşun metalinin asgari rafine safiyetinin % 99,85 Pb olması istenir. % 99,999 safiyette “Zone Refined” tipi de vardır. LME’in “Grade Pure Lead”i içinde asgari % 99,97 Pb bulunur. ASTM B29-79 üç tip sınıflandırma yapmıştır: (a) Corroding; asg. % 99,94 Pb ve azami % 0,0025 Ag+Cu. (b) Common; asg. % 99,94 Pb, azami % 0,005 Ag, azami % 0,0015 Cu. (c) Chemical and Copper Bearing; asg. % 99,90 Pb, azami % 0,1 Ag + Cu.
KURŞUN ÜRETİMİ, Kurşun cevherinden, kurşun konsantresinden, kurşun-çinko karışımlı konsantreden, liçing sonucu elde edilen kurşun çamuru veya çökeleğinden —> Pirometalurjik işlemler sonucu metal kurşun elde edilmesi. Pirometalujik işlemlerin uygulanarak metal kurşun elde edilen yöntemleri şunlardır:
1. İSP (Imperial smelting), 2. Reverber fırınları, 3. Water jacket fırınları, 4. Döner fırınlar, 5. Elektro-termik fırınlar, 6. Kaldo yöntemi (Boliden), 7. Kivcet CS yöntemi, 8. QSL (Queneau-Schumann-Lurgi) yöntemi, 9. Ausmelt-Isagmelt yöntemi, 10. Flash izabe yöntemi (Outo kumpu). Pirometalurjik yöntemler uygulanmadan önce kurşun cevheri konsantre haline getirilir veya hidrometalurjik yöntemlerle liçinge tabi tutularak çökeltilir. Kurşun cevheri zenginleştirilmeden önce kırılır ve öğütülür. Öğütme aşamasında genellikle çubuklu değirmen kullanılarak nisbeten yumuşak ve kırılgan olan cevherin aşırı öğütülmesi önlenir. İnce öğütme bilyalı değirmenlerde yapılır ve hidrosiklonla kapalı devre olarak çalıştıktan sonra zenginleştirme işlemi için flotasyon tesisine verilir. Kırma ve öğütme aşamasında iri mineral parçalarının kolayca kırılması özelliğini taşıyan cevherin bulunması durumunda, gravimetrik yöntemlerle bir ilk konsantrasyon elde edilmesi tercih edilir. Bu aşamada jig ve ağır mayi devreye konur ve buradan elde edilen ürün ince öğütme devresine verilir. Bu şekilde öğütme ve flotasyondan önce —> Gang parçaları devreden çıkartılmışolur. Elde edilen kurşun konsantesi sinterleme, izabe ve rafinasyon işlemlerine tabi tutulur. Kurşun cevherinin liçinge tabi tutulması suretiyle zenginleştirilmesi ise klorlu bileşiklerle veya sülfürik asitle, yapılır. Klorlu bileşiklerle muamele yapılmadan önce PbS halinde olan cevher 400-500°C ısı altında kavrulur ve Pb SO4 haline getirilir. Daha sonra kavurmaya devam edilir; KCl ve KCl3 katılarak PbCl2 elde edilir. Kurşun klorür ise hurda demirle reaksiyona girerek kurşunun çöktürülmesi sağlanır. Bu şekilde elde edilen kurşun çamuru izabehanede külçe kurşun haline dönüştürülür. Sülfürik asitle liçingde, kurşun cevheri içindeki empüriteler (istenmezler) asit altında eritilir ve çöken kısımda kısmen PbSO4 ve kısmen PbS kalır. Bunlar da daha sonra pirometalurjik yöntemlerden birisi ile kurşun külçesine dönüştürülür. Pirometalurjik yöntemlerden biriyle üretilen ham kurşun brülörle ısıtılan bir potada ergimişhalde iken döndürülerek çalışan bir karıştırıcı yardımıyla rafine edilir. Potaya toz halinde kükürt ilave edilerek kontrollü soğutma ile çözünmez duruma gelen bakır ayrıştırılır ve daha sonra kok kömürü tozu, ağaç talaşı vb. katılır, hava üflenerek indirgemeye tabi tutulan diğer metaller ayrılır. Sudkostik ilavesi ile de antimuan ve bizmut yüzeyde curuf olarak toplanır. Delikli kepçe ile yabancı maddeler alınır ve % 99,8 saflıkta yumuşak kurşun elde edilir.—> Kurşun spesifikasyonları. Gümüşün kurşundan ayrılması için de,saf çinko tozları ergimişkurşun içine atılarak çinkonun gümüşile amalgam oluşturması sağlanır. Bu amalgam gümüşköpüğü halinde yüzeyde toplanır ve süzgeçli kepçelerle alınır. Bu köpük, bir fırında brülörle ısıtılarak çinko uçurulur ve gümüşelde edilir. Uçurulan çinko ise yoğunlaştırılarak tekrar külçe çinko halinde kazanılır.
KURŞUNDAN GÜMÜŞ TASFİYESİ, —> Kurşun üretimi.
KURTAĞZI, Tahkimatta kullanılan fırçaların iki ucunun veya çatal direklerin sarma ile temas eden ucunun sarma direğine tam temas etmesini sağlamak için ay şeklinde balta ile veya silindirik testere ile özel olarak hazırlanan (çenti biçimi) ucu veya uçları.
KURTARMA CİHAZI, Tahlisiye cihazı. Tahlisiyecilerin kullandığı, dışhava ile irtibatı olmayan, teneffüs devresinde oksijen tüpü ve teneffüs edilen oksijenden CO2’yi ayırma düzeni bulunan cihaz.
KURTARMA EKİBİ , 1) Grizu, kömürtozu vb. infilak veya yanma olayında kazaya uğrayanları kurtarmak için teşkil edilen ve tahlisiye cihazları ile teçhiz edilmişekip. 2) Herhangi bir kazada kazaya uğrayanları kurtarmak için görevli ekip.
KURTARMA İSTASYONU, —> Tahlisiye istasyonu.
KURTARMA RANDIMANI, —> Metal kurtarma randımanı.
KURU BUZ, Katı (dondurulmuş) karbondioksit.
KURU DELİK DELME, 1) Lağım deliklerinin delinmesi sırasında çıkan tozların havaya karışmasını önleyici bir tedbir alınmadan lağım deliği delme usulü. 2) Lağım deliklerinin delinmesi sırasında çıkan tozun vakumla emilmesi suretiyle havaya karışmasını önleyici bir düzenle lağım delme usulü. Bu usulle delik delmede emme başlığı takılabilen özel lağım burgusu ve toz emici cihaz kullanılır.
KURU HAZIRLAMA, Tuvönan cevher veya kömürün, müşterinin istediği boyutlarda ve tenörde su kullanılmadan, satılabilir hale getirilmesi.
KURU TABANLI TOZ KÖMÜR YAKICI-LARI, Alev sıcaklığının, kül ergime sıcaklığını geçmeyecek şekilde kontrol edildiği ve alevin ısı transfer yüzeylerini yalayacak şekilde geçtiği; külün aglomera edilmeden çekildiği yakıcılar. Bu tür yakıcılarda kül, yapışmadığı ve uçuştuğu için, elektrostatik çöktürücülerde ve filitrelerde toplandıktan sonra çekilir.
KURULU GÜÇ, —> Elektrik enerjisi temininde kurulu güç.
KURUŞLU AMBAR, —> Ambar.
KURUTMA, Cevherle birlikte fiziki olarak sürüklenen rutubetin cevherden ısı yardımı ile veya mekanik bir yöntemle (santrifüj kuvveti) uzaklaştırılması.
KURVENBAND, Yatay ve düşey hareket kabiliyeti olan dönemeçlere uyumlu nakliye bandı. —> Şekil.
KUŞ GÖZÜ, Bir halatın bükümleri gevşetilmeden zorlanarak çekilmesi durumunda oluşan arızalı yer.
KUVARS, —> Kuars.
KUVVET GAZI, Generatör gazı ile su gazının karışımından elde edilen yanıcı gaz. Kuvvet gazı;
% 24,6-29,2 CO
% 14,8-10,1 H2
% 1,6-0,8 CH4
% 6,0-3,5 CO2
% 53,0-56,2 N2
ihtiva eder, kalorifik değeri 1.255 Kcal/m3’tür.
KUYRUK, Mermer madenciliğinde, taşın arka yüzeyinden daha arkaya doğru uzayan kısmı.
KUYRUK HALATI, 1) Karşılıklı iki kafes ile çalışan bir maden kuyusunda, uçları iki kafesin tabanlarına bağlanan ve taşıma halatlarını dengeleyen çelik halat. 2) Alt halat. 3) Denge halatı.
Kuyruk halatları genellikle yassı halatlardan seçilir. —> Halat değiştirme.
KUYRUK KABLOSU, Maden işletmeleri ve diğer şantiyelerde elektrikle çalışan ekskavatör vb. makineleri besleyen güç nakil kablosu.
KUYU, Yeraltı işyerlerine ulaşmak amacıyla açılmışve kesit boyutları derinliğine oranla sınırlı, düşey ve düşeye yakın bağlantı yolu. —> Desandri.
KUYUBAŞI, 1) Kuyuya yerüstünden girişyeri. 2) Kuyu ağzında kurulu tesislerin tümü.
KUYUBAŞI MANEVRA İSTASYONU, 1) Maden kuyusu ağzında veya yerden 10 m kadar yükseklikte teşkil edilen, dolu ve boşvagonların manevra yapıldığı yer. 2) Kuyubaşı röseti. —> Kuyubaşı.
KUYUBAŞI RÖSETİ, —> Kuyubaşı manevra istasyonu.
KUYU BİLEZİĞİ, Kuyu kazısına başlandığı zaman kuyu ağzına yapılan daha kalın cidarı olan dairevi kuyu ağzı tahkimatı.
KUYUDİBİ, 1) Kuyunun en alt katla birleştiği yer. 2) Kuyudan insan, maden ve malzeme naklini sağlamak için yeraltında açılan ve kuyu ile irtibatlı akrosaj, skip cebi, tulumba dairesi vb. yeraltı yapılarının tümü.
KUYUDİBİ DOLDURMA YERİ, Kuyu dibinde veya ana kat seviyelerinin altında özel olarak açılmışskip ceplerine skiplerin kolayca doldurulmasını sağlamak için küçük silo ve olukların bulunduğu yer.
KUYUDİBİ HAVUZU, Maden kuyusunda ocak sularının biriktiği en dip kuyu kısmı. Havuzun su alma kapasitesi; genellikle 24 saat boyunca gelen suyu depolayacak kadardır. Havuzun su seviyesi, kuyu kafesinin indiği en alt katın kotundan daha düşüktür. —> Su ihracı.
KUYU KAPAKLARI, Maden kuyusu içine herhangi bir şeyin düşmesini önleyen kapama düzeni.
KUYU KAZI KOVASI, —> Fonsaj kovası.
KUYU KAZI METODU, Kayacın cinsine, su gelirine, inilecek derinliğe ve kuyu çapına bağlı olarak tercih edilen usul. Kumavim kayaç ve az su geliri olan yerlerde —> Standart kazı metodu; gevşek, kumlu ve su geliri fazla olan formasyonlarda; —> Formasyon dondurma, 30 m derinliğe kadar —> Keson kuyu, gevşek ve sulu yerlerde palplanşçakma veya arazinin su seviyesini düşürmek suretiyle özel kazı metodları uygulanır.
KUYU KAZI TULUMBASI, Kuyu kazısı sırasında biriken suyu dışarı boşaltmaya yarayan ve su içine daldırılan küçük boyutlu, elektrik veya basınçlı hava ile çalışan düşük irtifalı güçlü tulumba. —> Şamandralı tulumba.
KUYU KESİTİ, —> Ana kuyu kesiti. Kör kuyu kesiti.
KUYU KILAVUZU, —> Kayıt.
KUYU KİRİŞLERİ, —> Ana kuyu kesiti .
KUYU KÜRSÜSÜ, 1) Yeraltı işletmelerinde açılan kuyularla kat lağımlarının birleşme yerlerinde yatay nakliyat sisteminin dikey nakliyat sistemi ile uyumlu çalışmasını sağlamak için kuyu içi ve kat ağızlarına kurulan çelik veya ağaç kalaslardan imal edilmişiskele şeklinde (çerçeve) konstrüksiyon. Kafes kayıtları ve kat ağzı kapıları da bu çerçeveye monte edilir. 2) Kuyu çerçevesi.
KUYU TAHKİMATI, Maden kuyusunun cidarlarına destek olmak ve böylece kuyu içinde insan ve malzeme taşınmasını emniyete almak için yapılan iksa.
KUYU TOPUĞU, Kuyu yapısını ve kuyu başındaki tesisleri, çökmeden (tasman tesirinden) doğacak hasara karşı koruyabilmek için, kuyu çevresinde bırakılan emniyet topuğu. —> Topuk.
KUZEY ANADOLU FAYI, Türkiyemiz yönünden Saros Körfezi’nde ilk belirtileri gözlemlenen, Marmara Denizi’ni katettikten sonra İzmit-Adapazarı-Gerede-Reşadiye-Erbaa-Erzincan-Varto’dan geçip Van Gölü’ne ve hatta İran’a doğru uzandığı tahmin edilen sağ yönlü doğrultu fayı. Anadolu’nun en etkili ve dünyanın sayılı fazlarından biridir. Kuzey Anadolu’da vuku bulan depremler bu fay ve buna bağlı küçük faylar üzerinde meydana gelmişlerdir.
KÜBAJ, 1) Açık işletmecilikte dekapajın m3 cinsinden yerinde ölçülen kabarmışhacmi. 2) Yeraltı işletmeciliğinde, kullanılan maden direklerinin hacim ifadesi.
KÜÇÜK BULUŞLAR, —> Patent.
KÜÇÜK İŞLETME, Günlük üretimi 100 ton ile 1000 ton arasında değişen maden işletmesi.
KÜÇÜK NOKTA HESABI, Koordinatları bilinen iki noktayı birleştiren doğru üzerindeki noktaların koordinatlarını hesaplama yöntemi. —> Şekil.
KÜÇÜK TUMBA, —> Külbütör.
KÜKÜRT, (S) periyodik tablonun VIa grubunda (oksijen grubu) yer alan kimyasal element. Son derece tepkin bir A metaldir. Eski çağlardanberi “ateştaşı” olarak bilinir.
Kolay kırılabilir, kırılma yüzeyi midye kabuğu şekilli ( düz değil), yağ parıltılı, saf olanı kükürt sarısı açık sarı, kil karışmışolanı gri, bitüm karışmışolanı da kahverengi renkte, çizgisi beyaz olan, kristalleri elin ısısı ile çatlayan, ovalandığında negatif elektrikle yüklenen, 111°C da ergiyen, 270 °C da gögümtırak alevle yanarak kükürtdioksit çıkarıp kokusu ile belli olan, karbonsülfid de ( CS2) kolay çözülen, sertlik derecesi 1,5-2,5, özgül ağırlığı 2,0 olan son derece tepkin bir A metal ( metalik olmayan) element.
Kükürt, doğada çeşitli yollarla oluşur. Bunlar da a) Volkan oluşlu; 2H2S+O2—>2H2O+2S veya 2H2S+SO2—>2H2O+3S, b) Çökelti oluşlu; CaSO4+2C—>2CO2+CaS, CaS+O—>CaO+S, CaO+CO2 ––> CaCO3 c) Kaynak oluşlu; pek az da olsa kükürtlü kaynaklarda un şeklinde çökelir. d) Biojen oluşlu; bazı organizmaların hayat faaliyetiyle oluşur.
Kükürt, lastik üretiminde (kauçuğun elde edilmesinde) sülfürik asit üretiminde, kibrit yapılmasında, bitkilere zararlı olan haşaratı öldürmek, barut imalatı vb. yerlerde kullanılır.
Kömür, petrol ve doğalgaz kükürt bileşikleri içerir. Pirit ( FeS2), galen (PbS), zinober (HgS), sfelarit (ZnS) ve kalkopirit (CuFeS2) gibi sülfürler ile jips (CaSO4) ve barit (BaSO4) gibi sülfatlar da kükürt içeren önemli mineraller arasındadır.
Kükürt tuz domlarında bulunan kükürt çökellerinden ––> Solüsyon madenciliği, (Frasch yöntemiyle) çıkarılır. Bu işlem % 99,9 arılıkta kükürt elde edilmesine imkan verir. —> Şekil. Doğal gazdan, petrol arıtım gazlarından, piritlerden ve bakır-kurşun-çinko, kurşun cevherlerinin izabesinden açığa çıkan gazlardan da kükürt elde edilir. Kükürt öbür gazlardan çoğunlukla hidrojen sülfür (H2S) olarak ayrılır ve Claus yöntemiyle element halindeki kükürde dönüştürülür. Claus işleminde hidrojen sülfürün kısmi olarak yanmasıyla oluşan kükürt dioksidin gene hidrojen sülfürle tepkimeye sokulması sonucunda kükürt elde edilir. (2H2S+SO2—> 2H2O+3S). —> Üretim şeması.
Arı kükürt açık sarı renkli, tatsız, kokusuz, gevrek bir katıdır, elektriği iyi iletmez ve suda çözünmez.
Maden yatağından üretilen tuvönan kükürt cevheri, yakacağı az olan yerlerde,—> Kalkaroni usulü kükürt üretimi, büyük kütleler halinde yığılıp bu yığın ateşlenerek (burada kükürt kısmen yanar), bu yanmadan ortaya çıkan ısı geri kalan kısmı ergitir ve böylece ergimişkükürt elde edilir. Kükürt izabehanelerinde ise; (—> Şekil), bu işbüyük potalarda yapılır. Bu potalar alttan ısıtılır burada kükürt kaynar ve buharlaşır, kükürt buharları soğutulmuşdiğer potalarda yoğunlaştırılır daha sonra damıtılmak yoluyla arıtılır. Kükürt buharları sıvı hale geçmeden yoğunlaşacak olursa ince bir toz elde edilirki buna “kükürt çiçeği“ denir. Buharlar yoğunlaşırken sıvı hale gelen kükürt ıslak tahta kalıplara dökülür. Bu şekilde elde edilen kürde “çubuk kükürt“ denir.
Doğada saf veya çeşitli bileşikler halinde bulunan kükürt sarı renkli, kokusuz, atom numarası 16, atom kütlesi 32,06, kötü iletken, yoğunluğu 1,56 gr/cm3, 113°C’a doğru sarı bir sıvı vererek ergiyen, 220°C’a doğru kararıp ağdalı bir duruma gelen, ısıtma devam ederse tekrar akıcı olan 444,6°C‘da kaynayan suda çözünmeyip karbon sülfürde çözünen bir katıdır. A metal (metalik olmayan) sıvı kükürdün yavaşça soğutulmasıyla elde edilen ve uzun iğne benzeri kristaller oluşturan monoklinal yapıdaki kükürt ise; 96°C-116°C arasında kararlı olmakla birlikte oda sıcaklığında yavaşça rombik yapıya dönüşür. —> Polimorf metaller.
KÜKÜRT ÇİÇEĞİ, Kükürt buharı yoğunlaştığı zaman teşekkül eden açık ksarı renkli toz kükürt. —> Kalkaroni usulü.
KÜKÜRT DİOKSİT, Kimyasal formülü SO2 olup, 1 m3’ü 2.8446 kg. havadan 2.2 defa daha ağır, yangın ve infilak dumanlarında bulunan havada % 0,003 dahi bulunması solunum için zararlı olan ve % 0,1 oranında öldürücü etki yapan zehirli gaz.
KÜKÜRTLÜ HİDROJEN, Kimyasal formülü H2S olup, 1 m3’ü 1,6 kg havadan ağır CO’dan daha zehirli, kimyasal olarak etki yapan, havada % 0,07 oranındaki miktarı insana rahatsızlık veren, % 0,1’i de insanın kendini kaybetmesine ve ölümüne neden olan zehirli gaz. Maden ocaklarında bu gaz kireç kullanılarak etkisiz hale getirilir.
KÜL, Yakıtın içinde bulunan ve yanma olayı sonucunda yakıttan geri kalan, yanmayan ve ağırlık yüzdesi olarak ifade edilen artık. Yakıtın bünyesine teşekkül sırasında giren anorganik (CaSO4, FeSO4, SiO2, N2 gibi) maddelere sabit kül, üretim esnasında kömüre karışmışolan kil, kum vb. maddelere de serbest kül denir.
KÜL MONİTÖRÜ, İngiltere atom enerjisi kurumu ve Milli Kömür Kurumu maden araştırma bölümü tarafından, öncelikle kömür için geliştirilmişolan ve kömürün kül miktarını devamlı olarak ölçen cihaz. Cihazın çalışma prensibi; pluton 238 izotopu tarafından radyasyona tabi tutulan kömür nümunesinden geriye yayılan X- ışınlarının devamlı ölçülmesi sonucu kül miktarının tesbit edilmesidir. Bu tesbite yardımcı olan faktör, kömür külünde bulunan atom numarası yüksek olan elementlerdir. Çünkü radyasyon emilmesi olayı, kimyasal elementlerin atom numaralarının artmasıyla doğru orantılıdır. Yanma olayından sonra külde bulunan Si 14, aluminyum 13, kükürt 16 ve demir 26 atom numaralarını haiz olan elementler, külün içinde bulunmayan ; hidrojen 1, karbon 6, oksijen 8 ve nitrojen 7 atom numaralı elementlere nazaran daha yüksek absorpsyon katsayısını haiz olduklarından külü teşkil eden bu elementler daha düşük X ışını yansıtmaktadırlar. Almanya Ruhrkohle şirketi tarafından ise amerikum 241 izotopu kullanan alternatif bir cihaz geliştirilmiştir.
Kül monitörü genellikle; sabit kül miktarı istenen kömür harmanlama tesislerinde (termik santrallerde), kül açısından kalite kontrolünde ve tesis çalışmasını kontrol için gerekli yönetim bilgilerinin elde edilmesinde kullanılır.
Kül monitörü sistem bakımından değişik bir şekilde jiglerde ve kömür silolarının dolma durumunu kontrol etmekte ramble ile kömür üretilen ayaklarda ramble malzemesinin üretilen kömüre karışıp karışmadığını kontrol etmek; gibi yerlerde de kullanım alanı bulmuştur.
KÜLBÜTÖR, 1) Ocak arabalarını bir manivela kolu ile tumba etmek için yapılmıştertibat. (Küçük tumba) —> Tumba. 2) İçine giren vagonları başaşağı çevirerek boşaltmakta kullanılan düzen. 3) Supaplar silindir kafasının tepesindeyken, bunların hareket kumandasını oradan göndermeye olanak veren parça (mil).
KÜLÇE , 1) Eritilerek kalıba dökülmüşmetal veya alaşım kütlesi ; külçe altın, külçe gümüşgibi. 2) Bir işleme uğratılmamışbüyükçe metal parçası .
KÜLÜNK, Genellikle mermer madenciliğinde kullanılan iki ucu sivri ve sapı kızılcık dalından yapılmışbalyoz.
KÜLÜNKÇÜ, Külünkle mermer blokların yüzeylerini düzelten kalifiye işçi.
KÜP TAHKİMATLI AYAK İŞLETME METODU, Hemen tahkimata ihtiyaç gösteren çok çürük maden yataklarında başyukarı, başaşağı veya V şekli ile ufki dilimli ve rambleli olmak üzere çeşitli şekillerde, maden yatağının şekline göre geliştirilebilen, maden için muvakkat bir mesnet teşkil etmek ve işçilerin işyerine girebilmelerine imkan vermek üzere kübik kasaların ağaçları özel bir şekilde centili olarak hazırlanıp ocağa getirilen ağaç tahkimatlı (üretim) işletme metodu. Bu usül diğer birçok işletme metodlarının uygulanmasında bırakılan topukların alınmasında da kullanılır. Eğer madenin taban ve tavanı (yan taşları) da çok yumuşaksa kübik kasalar kafi gelmeyeceğinden kazıdan sonra boşalan hacim ve kasaları bağlanan (tahkimatı yapılan) yerler derhal ramb-le edilir.
KÜRE, Maden ocağı (Osmanlı dönemi deyimi.)
KÜRECİLİK, Madencilik. (Osmanlı dönemi deyimi.)
KÜRESEL DOKU, —> Sferolit doku.
KÜREVİ TESVİYE RUHU, Üstü küre şeklinde bir cam ile örtülmüşkutudan ibaret, içinde eter ve hava kabarcığı, cam kubbenin ortasında, yatay durumu göstermesi halinde hava kabarcığının yerleştiği çizilmişküçük bir daire bulunan tesviye aleti. Kürevi tesviye ruhları genel olarak topoğrafik ölçme yapmaya yarayan aletlerin kaba tesviyesinde kullanılır.
KÜREVİYAT HATASI, Topografik ölçmeler-de, dünya yüzeyinin tam bir düzlem olmaması yanında, dünyanın şeklinin de tam bir küre olmalıp, beyzi bir şekilde yani kutuplarda basık, ekvatorda şişkin olması nedeniyle meydana gelen hata. Dünyanın büyük yarıçapı 6.337.397 m., küçük yarıçapı 6.356.079 m’dir. Dünyanın ortalama yarıçapı 6.356.268 m’dir. Topografik ölçmelerde küreviyat hatası cetvel şeklinde hazırlanmıştablolara göre yapılır.
KÜREYİCİ, Maden veya postayı, sabit bir makara üzerinden dönüşyapan sonsuz halat yardımıyla geriye doğru küreyen mekanik düzen.
KÜSKÜ, 1) Bir ucu sivri diğer ucu tornavida ağzı şeklinde yassıtılıp özel şekilde bükülmüşve bazı tiplerinde bu uca çivi vb. şeyler sökümünde yararlanmak üzere V şeklinde yiv açılmışvurma veya kanırma suretiyle koparma veya kavlak düşürmeye yarayan araç. 2) Mermer işletmeciliğinde kullanılan sivri veya yassı uçlu 0,5-1m boyunda çelik, delme veya yarma aleti.
KÜTLECE DOLDURMA ORANI, Sıvılaş-tırılmışpetrol gazı depolama kurallarıyla ilgili bir kavram olup; LPG’nin 15,6°C daki nisbi yoğunluğuna bağlı olarak, depolama kabına konulmasına müsaade edilen LPG kütlesinin depolama kabının alabileceği 15,6°C daki suyun kütlesine oranıdır. (TS 144-6.5.1998) —> Hacimce doldurma oranı.
KÜTÜK, Mayi metalin, kare, dikdörtgen veya çokgen kesitli kalıplara dökülerek soğutulması sonucu elde edilen ve dövme (forging), hadde (rolling) ve/veya çekme (extrusion) preslerinde kullanılan metal külçe.
KÜVEK, —> Pomza taşı.
KVEBRAÇO, Sondaj çamurunun özelliklerini iyileştirmek 150 ½C sıcaklıklara kadar çamurun bozulmasını önlemek için kullanılan, tanin ihtiva eden sondaj çamuru katkı maddesi.
Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - L
|
Do'stlaringiz bilan baham: |