Dinî Unsurlar
Hiç şüphesiz Yigenek’in dayısını eleştirisinde ve tekürle mücadelesinde silik bir şekilde anlatılsa da dinî arka planı gözden uzak tutmamak gerekir. Çünkü Yigenek, babasını Allah’ın yardımıyla kurtarırken dayısı Emen’in babasını altı kez kurtarma denemesini de “samimiyetsiz” ve “ulufeci” askerlerle yapılmış, yasak savma kabilinden bir çaba olarak yorumlar. Ayrıca daha hikâyenin başında Kazılık Koca’nın tutsak düşmesine yol açan vakanın, yani “şaraplı” oluşun aklı başında değilken akın kararı almasının riskli oluşu gibi işlevsel bir yeri yanında dinî bir yasağın çiğnenmesinin bedeli veya cezası olarak bir “dinî propaganda” niteliği taşıdığı da gözden uzak tutulmamalıdır.
Ancak bu hikâyede Yigenek’in Arşun Oğlu Direk Tekür’le savaşa girmeden önce ettiği bir dua ve sena kısmı vardır. Daha doğrusu bir soylama olan bu dua, İslâmî çerçevede bir Tanrı anlayışının ifadesi ve esma-i hüsnâ diye bilinen Allah’ın güzel adlarının anılmasından oluşmaktadır. Gökyay, bu ifadeleri Kuran-ı Kerim'den, bilhassa da İhlas suresinden bir çeviri gibi değerlendirmektedir. Gökyay’ın ifadesiyle söylersek Yigenek'in duasındaki “sen anadan doğmadun, sen atadan olmadun, kimse rızkun yimedün, kamu yerde ahadsin, Allah samedsin, ululuğuna haddün yok, senün boyun kaddün yok, ya cisimle ceddün yok” ifadeleri İhlâs sûresinin açıklama yoluyla tam çevirisidir. (Gökyay 1973: CCLCCII-CCLXXIII)
Bu dua kısmı, Yigenek ile Arşun Oğlu Direk Tekür arasındaki mücadeleye dinî bir boyut da kazandırmaktadır. Oysa Yigenek’inArşun Oğlu Direk Tekür’le mücadelesinin zemininde zaten haklı bir gerekçe olarak babasını kurtarma güdüsü rol oynamaktadır. Ancak ister mücadeleyi kazanma adına Allah’tan yardım dileme, isterse bir kâfiri yenme adına bir gaza olarak bakalım sonuçta Direk Tekür ile Yigenek mücadelesi birçok başka boyutu yanında dinî bir içeriğe de sahip olmuştur.
Elbette bütün bu dinî arka plan, belki Oğuzların düşmanı bir Kıpçak veya Gürcü tekürü olan Arşun Oğlu Direk Tekür’ü dinî bir tiple, yani Uc bin Unuk’la birleştirmeye kadar gitmektedir.
Uc (Avc) bin Unukadlı bir dev veya dev yapılı adam rivayetlere göre Hz. Nuh'tan önce de vardır ve Tufan’da ölmemiştir. Hz. Musa zamanına kadar yaşadığı var sayılan bu dev, inatçı, kâfir ve cebbar biri olarak tasvir edilmektedir. Anası Hz. Adem’in kızı Anakonu zina sonucunda dünyaya getirmiştir. Boyu çok uzun olduğu için okyanusların dibinden balık tutup güneşte kızarttığı rivayet edilen Unuk, Hz. Nuh’un gemisine “Bu küçük çanak nedir, neye yarar?” tarzında sözler söyleyerek onunla alay edermiş. Birçok dinî kaynakta bahsi geçen ve ancak Hz. Musa tarafından öldürülebilen bu devin boyunun 3.333zira1 olduğu da rivayet edilmiştir. Dinî kaynaklara yaslanmasına rağmen birçok bilgin ve araştırmacı, İslâm dininin temel esasları açısından, özellikle de Tufan zamanında yeryüzünde hiç bir canlı kalmayışı, peygamberin oğlunun bile Tufan’da boğulurken bu devin sağ kalmasının mümkün olmayacağı gibi sebeplerle İsrailiyat olduğu düşüncesindedirler (Aydemir 2015: 355-356).
Bu benzerlik bile Arşun Oğlu Direk Tekür’ün kimliğini dinî bir kökenle birleştirme ve mücadeleyi dinî bir zemine kaydırma anlamında önemlidir.
Do'stlaringiz bilan baham: |