Дядя Горгудун мязар йери щаггында



Download 6,67 Mb.
bet30/289
Sana21.02.2022
Hajmi6,67 Mb.
#15826
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   289

Direk Tekür Kimdir?

Adı:


Kazılık Koca Oğlu Yigenek boyunda adı, Arşun oğlu Direk Tekür olarak ge­çer. Adından hareket edersek bu adın ona Oğuzlar tarafından verildiğini söyle­yebiliriz. Çünkü adı oluşturan sözlerin hem Türkçe olduğu, hem de Oğuzların ad verme niteliklerini taşıdığı görülmektedir. Araştırmacılar “kâfir” beylerinin, yani melik ve tekürlerin adlarının Türkçe oluşunu, bu beylerin Kıpçak oldukları bilgisiyle açıklamaya çalışmışlarsa da bu hususta tatmin edici bir kanıta ulaşılamadığı için konu bugüne kadar muallakta kalmıştır1. Kanaatimizce bu adlar, kâfir beylerine Oğuzlar tarafından verilen ve daha ziyade lâkap niteliği gösteren adlardır. Burada bir başka ihtimal olarak özellikle bazı Komnenli Rum (ve bazı Gürcü) prens ve prenseslerinin Türk adları taşıdıklarına dair bilgiler olduğunu da eklemeliyiz (Boratav 1933). Şüphesiz bu tür adlar ve tasvirler, Dede Korkut hikâyelerinin ilk tarihî tabakası olan dönemden, yani Maveraünnehir bölgesindeki hayvancı-tarımcı mücadelesinin Oğuz-Kıpçak ayrışmasına zemin ve sebep teşkil ettiği devirden izler de taşımaktadır. Bu durum, Dede Korkut’u Türkistan coğrafyasında teşekkül etmiş Türk mitolojisi ve destan geleneklerine bağlamamızın da temelini oluşturmaktadır.
Adın yapısına baktığımızda Oğuz adlarıyla paralellikleri hemen tespit edebiliriz. Dede Korkut Kitabı’ndaki hemen hemen bütün Oğuz beylerinde görüldüğü üzere öncelikle baba adı kullanıl­mak­tadır. “Arşun oğlu” ifadesinin “Begil oğlu”, “Ulaş oğlu”, “Kamgan oğlu” gibi adlan­dırma­lardaki kulla­nı­lışla arasında herhangi bir fark yoktur. Geleneksel birçok toplumda, hatta bazı modern toplumlarda bile baba adının bugünkü soyadı verme anlayışıyla bağlantısı kurulsa da en azından “Mukaddime”deki baba-oğul ilişkisini idealize eden cümleler düşünüldüğünde bu bağın Oğuzlarda çok sıkı ve vaz geçilmez bir bağ şeklinde teşkil edildiği görülecektir. Bir tür “babalar ve oğullar kitabı” olarak değerlendirebileceğimiz Dede Korkut Kitabı’ndaki ifadeyle söylersek “oğul babanın sırrıdır”, “iki gözünün biridir”, “ocağının közüdür”, “tirkeşinde tiridir”… Ancak oğlun mutlaka “devletli” olması ge­rekir. Oğuzlarda kişinin öncelikle baba adıyla anılması ve başkaca bir akrabalık ilişkisine çok fazla rol verilmemesi özel ve özgün bir tasarruftur ve bu anlayış, bir kâfir beyi olan Arşun Oğlu Direk Tekür’ün ismine de yansımıştır. Direk Tekür’ün babasının adı da Arşun’dur ve arşın sözü oğlunun fizikî tasvirinde de kullanılmaktadır. Arşun kelimesinin kökenine dair farklı görüşlere karşılık bu söz, Türkçenin tarihî ve modern şivelerinde uzunluk ölçüsü birimi olmanın yanında normal uzunluktan yüksek oluş keyfiyetini de ifade eden bir anlam kazanmıştır. Daha âmiyane bir şekilde söylemek icap ederse bir kişiye Arşun ismi ancak boyunun uzunluğundan dolayı verilmiş olabilir. M.Sinan Kaçalin, “Arşun” kelimesini M.Fahrettin Kırzıoğlu’nun “Arşuvan Oğlı Dırak Takavor” (Kırzıoğlu 1952: 83) şeklinde okuyuşundaki gibi “Arşuvan”şeklinde yazıldığını not etse de (Kaçalin 2006:266) Arşun ile Direk sözleri arasındaki anlam uygunluğu kelimenin anlamının farklı bir şekilde okunmasına pek de imkân vermemektedir. Bu çerçevede Direk Tekür’ün “altmış arşın” boyunu babasından genetik bir miras olarak devraldığını rahatlıkla söyle­ye­biliriz.
Direk Tekür’ün baba adından sonra kendi adı olduğunu düşündüğümüz Direk adı gelmektedir. M.S.Kaçalin bu kelimeyi “Bir Hristiyan adının Türkçeye uyarlaması değilse” şartıyla da olsa “Ar. ‘imād adının çevirisi olmalıdır. Ayrıca krş. Ar. ‘imādu’d-davlat=Tü. Él Direk.”şeklinde okuma ve anlamlandırma taraftarıdır (Kaçalin 2006: 266). Gökyay, Direk kelimesini Şökli ile birlikte bir unvan olarak görür ve şöyle devam eder: “Direk unvanının, Türklerde, Alp lâkabıile birleşerek Alp Tirekşeklinde kullanıldığı, Harzemşahların Cend hududunda yaşayan Türk kabile reislerinden birinin Alp Direk unvanını taşıdığı bilinmektedir. M.Fuat Köprülü’ye göre tirek (=direk) kabile reislerine verilen önemsiz bir unvandır. Bu unvan, hikâyelerden birinde, bir kâfir beyinin adı olarak Arşun-oğlu Direk Tekür diye geçiyor. Burada direk kelimesinin bir unvan olduğu kadar bir kâfir beyinin gücünü gösteren bir lâkap gibi anlaşılması da mümkündür.”(Gökyay 1973: CCCXLIX). Ancak kanaatimizce “direk” kelimesinin “terek/ağaç” anlamlarını düşündüğümüzde1 “Arşun” kelimesiyle uyumlu ve Tekür’ün boyuna ait bir çağrışım alanına sahip olduğu açıktır. Aynen “Arşun” gibi “Direk” de bu şahsın genetik olarak tevarüs ettiği uzun boyuna atfen verilmiş bir ad olarak durmaktadır. Nitekim Anadolu’dan derlenmiş bazı efsane metinlerinde dev tasvirlerinde direk/terek benzetmesinin kullanıldığı görülmektedir: “Ağzı kapı gibi, gözleri cadı gibi, burnu direk gibi, tüyleri diken gibi, boyu cerek gibi, ayakları terek gibi, hayvana benzemez, koca bir dağ adamı olarak tasvir edilir (Sarpkaya 2014: 243).
Tekür ise malûm olduğu gibi dinî kimlikle beraber şahsın idarî statüsünü bildiren bir un­vandır. Orhan Şaik Gökyay, bazı temel kaynaklara istinaden Ermenice kökenli olduğunu kaydettiği “tekür” sözünün “Rum kayseri; hükümdar, imparator, kayser, Bizans kay­serinin unvanı - büyük, kudretli; tekfur, tekir, imparator, prens, doğu Roma İmparatorluğunun unvanı” gibi anlamlarıyla verirken (Gökyay 1973: 292) “melik” sözü için de “İslâm memleketinde Selçuklular ve Moğollar devrinde medeni ülkeleri idare eden yerli, çoğu Türk olmayan vassallara denir, netekim Rum hududundaki Tekürler de böyledir.” diyerek Rum asıllı kâfir beylerine “tekür”, Gürcü, Ermeni vb. olanlarına ise “melik” unvanı verildiğini belirtmektedir (Gökyay 1973:CCXXXVI). Bu çerçevede bakılırsa Arşun Oğlu Direk Tekür bir Rum şövalyesidir. Semih Tezcan da Ermenice olarak kaydettiği “tekür” sözünü “Hıristiyanların elindeki bir şehrin hükümdarı” olarak tanımlamaktadır (Tezcan 2001: 419).
Baba adı, kendi adı ve ünvanı olmak üzere üçlü bir yapıdan oluşan ve bu haliyle diğer Oğuz kahramanlarının ad yapısıyla paralellik gösteren bu ad üzerine söyleyebileceğimiz son bir söz de bu adın Oğuzlar tarafından abartılı ve hatta mizahî bir tasarrufla verilmiş olabileceğidir. İhtimal ki bu şahsın kendi toplumu arasındaki adı bu değildir ve bu ad ancak uzaktan ve yabancı, hatta düşman bakış açısıyla verilmiş bir ad olmalıdır. Dede Korkut Kitabı’ndaki birçok Oğuz kahramanının adının başka kaynaklarda yer almadığı, çağındaki Türk adlarıyla pek örtüşmeyen birçok adın kahramanlara verildiği düşünülürse bu adlandırmanın da anlam dünyasına ait değerlendirmelerimiz eksik kalacaktır.

Download 6,67 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   289




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish