costodiaphragmal : kaburga diyaframı
CRP : CRP (uluslararası bir kan parametresi, tercüme edilmez)
CT (Computertomographie –f) : bilgisayar tomografisi (BT)
Cyanosis –f : siyanoz, morarma
cytokine (Zytokine –n) : sitokin
çalışmak : in Tätigkeit sein, tätig sein
çarpıntı : schlagen des Herzens, starke Erregung
çıkış tarihi (hasta) : Entlassungsdatum –n
çift taraflı : bilateral, zweiseitig, beidseitig, çift yanlı, bilateral, zweiseitig, beidseitig
çocuk düşürmek : abortieren
Çocuk hastalıkları uzmanı : Arzt für Kinderheilkunde, Kinderarzt
çok parçalı kırık : Trümmerfraktur –f, fragmentierte Fraktur
çoklu : mehrfach, mehrfache, mehrfaches, mehrfacher
çökelmiş : ausgefällt
çöktürülmüş : ausgefällt
çözelti : Lösung –f
çözmek : lösen
çözücü : lösend
Dahiliye uzmanı : Internist/in
damar açıcı : gefässerweiternd
damar cerrahisi : Gefäßchirurgie –f
damar sertliği : Arteriosklerose –f
damar tıkanıklığı : Gefässverengung –f
Dämpfung –f : gevşeme, indirme, kısma
dansite : density (İng.), dichtig
Darmischämie –f : bağırsak iskemisi
Darstellung –f : hazırlama, oluşturma, görüntülenme
Defäkation –f : defekasyon, defihacet
defense Muskulair : defansif kaslar
defizite : bozukluk, eksiklik, yetersizlik
defne : Lorbeer –m
Degeneration –f : dejenerasyon, bozulma
Dehnungsstreifen –m : esneme çatlağı, çatlak
deionisiert : deiyonize
Dekompensation –f : dekompansasyon, yetmezlik, kifayetsizlik, sapma
dekompensiert : yetmezliğin/sapmanın başgöstermesi
Dekubitus –m : dekübitus
demir dikeni : Erdburzeldorn –m , tribulus terrestris
dentritisch : dental, dişe ait
Depersonalisation –f : benlik yitimi, depersonalizasyon, kendi bedenini yanlış algılama, kendine yabancılaşma, kişiliksizleşme
depigmentiert : pigman/pigment kaybı
Derealisation –f : çevreye yabancılaşma, gerçekle ilgisiz duygular algılama, gerçeklik yitimi
dermal : dermal, deri ile ilgili, deriye ait, cildî
Dermatologie –f : cildiye
Dermis –f : cilt, dermis
Desinfektionsmittel –n : dezenfektan, antiseptik
desmin : desmin
destilliert : destile, arıtılmış
destruierend : bozucu, destruktif
deszendierend : inen, aşağıya doğru seyir gösteren
Detektionsantikörper –m : deteksiyon antikoru
deutlich : belirgin
deve dikeni : Stacheldistel –f
dezidiert : kesinlikle, kuşkusuz, şüphesiz
dışarı vurmak : manifest
Diagnose –f : teşhis, tanı
Diagnose- und Therapiezentrum –n : Teşhis ve Tedavi Merkezi
Diagnosebildschirm –m : diyagnostik monitör
Diagnostik –f : diyagnostik, teşhis bilimi
Diagnostikum –n : diagnostik reaktif
diagnostisch : diyagnostik, tanısal, tanılayıcı, teşhise ait, teşhisle ilgili
diaphragmal : diyaframatik
Diastiolie –f : diyastol (kalbin ritmik genişlemesi)
diäthyl : dietil
Dichtezunahme –f : sıklığın artması
Didymus –m : haya husye, erbezi, erkeklik, torbası, testis
diethyl : dietil
differentialdiagnostisch : diferansiyel diyagnostik, ayırıcı tanısal, ayırıcı diyagnostiğe ait, ayırıcı diyagnostik ile ilgili
differenziert : ayırt edilen
Differenzierung –f : ayırım, fark, farklılaşma, türevleme
diffus : dağınık, yaygın
Dilatation –f : açılma, genişleme, genişleme
dindirmek : lindern
direnç : Resistance –f, Widerstand –m
Diskrepanz –f : oransızlık, tutmazlık
Diskusverlagerung –f : disk kayması
disloziert : taşınma, displase, kayma
Disposition –f : doğuştan gelen bir rahatsızlık veya hastalık, dispozisyon
dissoziativ : çözülümlü, dağılımlı, çözüşmeli (psikoloji)
distal : distal
dişsel : dental
diuretisch : müdrir, sidik söktürücü
dizartrik : dysarthrisch
Doç. Dr. : Univ. Doz. Dr., Priv. Doz. Dr.
doçent doktor : Priv. Doz. Dr. med.
Doppelbild –n : çift obje, çitf görüntü
Doppelfraktur –f : çift kırık
Dornfortsatz –m : spinosus processus, sinirsel uzantı
dorsal : dorsal, arka sırt
dorso : sırt
dölüt : Foetus, Fetus, Fötus, Fet, Föt, Leibesfrucht
dölütünü düşürtmek : abortieren
Drahtcerclage –f : tel serklaj
Dreifachfärbung –f : üçlü boyama metodu, üçlü boya
Dreifachfärbung nach Masson : Masson’un üçlü boyası
Drosselvene –f : (İng.: jugular vein) şahdamarı, şahdamar, boyun toplardamarı
Druckgefühl –n : basınç duyusu/hissi
Druckmanschette anlegen : pnömatik turnike koymak
Druckmanschette –f : pnömatik turnike
Druckschmerz –m : basınçta acı
Druckstufe –f : basınç derecesi
durch Zecken übertragen : kenelerden bulaşan
Durchblutung –f : kan dolaşımı
Durchfall –m : amel, ishal
durchgehend : kesintisiz, sürekli
Durchleuchtung –f : aydınlatma, röntgen çekimi yapma
durdurmak : hemmen, stillen, stoppen
duyu bozukluğu : Sensibilitätsstörung –f
düşük yapmak : abortieren
düşürme : abortieren
düşürmek : senken, treiben, abtreiben
düşürücü : mindernd, senkend
düzene koymak : regulieren
düzenleyici : Regulierer –m
dysphorisch : disforik
Dyspnoe –f : dispne (nefes darlığı)
EAA (Epidural anesthesia and analgesia): epidural anestezi ve analjezi
ebegümeci : Malve –f, malva
ebene : düzlem, yüzey
Echinokokose –f : echinococcus (bazı hayvanlardan geçen mikrop)
echoarm : düşük ekolu
Echokardiographie –f : ekokardiyografi
EEG (Elektroenzenphalogramm –n) : beyin grafisi
Effloreszenzen –pl : deri kızarıklıkları
Eğitim Hastanesi : Lehrkrankenhaus –n
EIA (Enzym-Immunassay) : enzim immunnassay
Eichel- und Vorhautentzündung –f : balanopostit, penis ucu iltihabı
Eigenanemnese –f : özgeçmiş
Eigendiurese –f : öz diürez, kendiliğinden çiş yapma
Eigen-Fibrin : öz fibrin
Eigenreflex –m : öz refleks
Eileiter –m : yumurta kanalı
Einband –m : örtü, kapak
Einbettungsprozess –m : yerleştirme işlemi, (İng. embedding process)
Einblick –m : bakış, görüş, görüş alanı
eindringen : nüfuz etmek, içeri sızmak
eine Fibrose auslösend : fibroza yol açan, fibroza neden olan
eine Kürettage vornehmen : kürete etmek
Einheit –f : birim
Einhufer –n : tek tırnaklı
einkernig : tek çekirdekli, mononükleer
Einleitung –f : giriş, boşaltım (örn. ilaç)
einmauern : etrafını sarmak
Einrichtung –f : redükte etme
Einriss –m : küçük yırtık
Einschlusszyste –f : inklüzyon kisti
Einschneiden –n : insizyon
Einschnitt –m : insizyon
Einschußwunde –f : kurşun yarası
einsichtsfähig : idrak edebilir, kavrayabilir (psikoloji)
Eintrübung –f : bulutlanma, bulanıklık
Einweisung –f : sevk
einweisender Arzt : sevk eden hekim
Einweg-Pipettenspitze –f : tek kullanımlık pipet ucu
Einziehung –f : çekme
Eirstöcke –pl : yumurtalıklar
Eisenmangel –m : demir eksikliği
Ekchymose –f : ekimotik, ekimoz
ekchymotisch : ekimotik, ekimoz
EKG (Elektrokardiagramm –n) : elektrografi, elektro kardiyografi
ekimotik : ekchymotisch, Ekchymose, Hämatom, Bluterguß
ekimoz : ekchymotisch, Ekchymose, Hämatom, Bluterguß
eklem kapsülü yangısı : Kapsulitis –f
eksize etmek : Exzision durchführen
elektiv : isteğe bağlı, kendi isteğiyle
Element –n : eleman, madde, unsur
Elisabestimmung –f : eliza testi
Ellenbogen –m : dirsek
Ellisonplastik –f : ellison plastiği
Elongation –f : uzanım, uzama
emotional : duygusal, hassas (psikoloji)
Emphysem –n : anfizem
emphysembulea : anfizem sulu kabarcık
empty sella syndom : boş sella sendromu
Encephalitis –f : ansefalit, beyin iltihabı, beyin yangısı, ensefalit
Endoprothese –f : endoprotez
Endothel –n : endotel
endothelial : endotelyal
endothelialer Gefäßwachstumsfaktor : vasküler endotelyal büyüme faktörü, damar endotelyal büyüme faktörü, VEGF
Endothelium –n : endotelyum
Endothelzellen –pl : endotel hücreleri
enfeksiyonlu : infektiös
enfeksiyöz : infektiös
Do'stlaringiz bilan baham: |