ması bu yapıda tasarımın temel prensibi olmuştur.
Betonarme taşıyıcı sistem, üst kattaki ahşap döşe-
me ve taşıyıcıları, metal korkuluklar ve taşıyıcıları,
saçaklar, yağmur suyu olukları ve zincirleri, kayar
kapılar ve hareketli iç bölmeler, özetle yapıyı oluş-
turan her birim dışarıdan algılanacak şekilde
detaylandırılmıştır. Tasarımdaki bu tutum, döne-
min yaygın brütalist yaklaşımının bir parçasıdır.
1970’lere kadar etkisini sürdüren brütalizmde,
yapıda kullanılan malzemelerin görünürlüğü
esastır. Malzemeler, iç ve dış mekânlarda, başka
bir malzemeyle kaplanmadan, “oldukları gibi”
kullanılır. Bu prensip sayesinde, o güne kadar dış
mekânda tercih edilmeyen ahşap malzeme, cep-
helerde sıkça kullanılmaya başlamıştır. Giriş cep-
hesinde ahşap malzeme kullanımı beton malze-
meye göre daha baskındır. Birbirine paralel olarak
konumlanmış ahşap yüzeyler, betonarme strüktür
ve rampanın metal korkulukları ile kompozisyon
tamamlanır. İç mekânda ise ahşap ve beton mal-
zemenin birlikte kullanımı dikkat çeker. Hareketli
ahşap paneller, istendiğinde tek bir mekân elde
edilmesine olanak tanırken, geniş cam yüzeylerle
iç-dış bütünlüğü sağlanmıştır. Yapıdaki malzeme
çeşitliliği, yapının çevresinin tasarlanmasında da
sürdürülür. Betonarme konsolla deniz tarafına
doğru genişleyen bahçe, metal korkulukla sınırla-
nır. Betonarme döşemenin altında ise taş duvar
örgüsü konumlanır. Taş duvara saplanan beton
basamaklar, üst kottaki bahçeyle, alt kottaki kum-
salı birbirine bağlar. Yalının tasarımı dönemi için
özgün bir örnek olmakla birlikte, modernizmin
katı ve steril biçim dilinin kırıldığı ve biçim çeşitli-
liğinin yaşandığı bir döneme işaret etmesi bakı-
mından da önemlidir. Yalıdaki malzeme çeşitlili-
ğinin içinde bir duvarda Füreya Koral’ın imzasını
taşıyan seramikler yer alır. Modernist biçim dilin-
den uzaklaşılmaya başlamış, ancak mimarlık ve
sanat birlikteliğine verilen önem bir süre daha
devam etmiştir.
27
Modernizm, XX. yüzyılın başlarında sadece
Avrupa’da değil, farklı coğrafyalardaki mimar-
lıklar üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. Bu
etki sayesinde, Batı-dışı mimarlıklar tarafından
benimsenmiş, farklı coğrafyalarda çok sayıda
modernist örnek ortaya konmuştur. Türki-
ye’deki mimari üretim de dönemin
modern
mimarlığından etkilenmiş, kayda değer örnekle-
re ev sahipliği yapmıştır. Ancak, az sayıdaki istis-
nai örnek dışında ülkedeki modern mimarlık
üretimin hayli “temkinli” olduğunu söylemek
yanlış olmayacaktır. Ülkedeki mimarlıkta cesur
biçim denemelerine veya strüktürel arayışlara
rastlamak zordur. Bu yapılar, dönemin kısıtlı
koşulları çerçevesinde inşa edilen ve modernist
bir biçim sergileme çabasının öncelikli olduğu
bir tasarım anlayışının ürünleridir.
Bu çalışmada ele alınan yapıların bir bölümü
ne yazık ki zaman içinde yıkılmış, yerlerini çok
katlı apartman blokları almıştır. Türkiye’deki
modern mimarlık mirasının hatırı sayılır bir bölü-
münün yıkıldığı, kalanlarının ise tehdit altında
olduğu düşünüldüğünde, ülkenin modern
mimarlık mirasına dair her çalışma, hızla yok olup
giden mirası belgelemek açısından önemlidir. Bu
metnin yegâne amacı ise, modernizme yerel ve
özgün katkıları olduğu düşünülen yapılara dair bir
hatırlatma yapmak, modern mimarlık mirası bilin-
cinin oluşmasına katkıda bulunmaktır.
İdil Erkol Bingöl, Dr., Öğr. Üyesi, İstanbul Bilgi Üni. Mimarlık Bölümü
62
mimar•ist 2018/2
Do'stlaringiz bilan baham: