106
mimar•ist 2018/2
EĞİTİM
miş, kurumsal bir rekabet ve tüketim alanına
dönüşmüştür. Kurumlar arası etkileşimle daha
da belirleyici hale gelen rekabet unsuru, üni-
versitelerin kimliğini özünde değiştirmekte, bir
yaşam biçimi ve dünya görüşünün temsili olarak
kampüslere yansımaktadır. Kuramsal olarak hiç-
bir maddi fayda gözetmeden yapılması gereken
bilim ve üretilen bilgi gittikçe özelleşmekte ve
bilgi bir ürüne dönüşmektedir; patent, lisans,
kullanım hakkı gibi somut ve ölçülebilir maddi
karşılığı olan hedefler ağırlık kazanmaktadır.
Sorunun asıl kaygı verici boyutu, eğitim üze-
rinden gelir elde etme düşüncesinin sınırları ve
koşulları tanımlanmadan meşrulaştırılması ve
üniversitelerin esas kuruluş amaçlarından uzak-
laşmaları tehlikesidir. Ticarileşme kavramının
karşılıkları, zihniyet olarak görünürlük kazan-
makta ve üniversite kampüslerinde her geçen
gün daha fazla temsil alanı bulmaktadır. Böylece
kampüs, öğrenciler için bir tüketim alanına dö-
nüşebilmekte ve bu olgu normalleşerek kurum-
sallaşmaktadır.
Tüm dünyada yeni nesil üniversite kam-
püslerinde ticarileşme ve sermayeci yaklaşım-
lar önemli bir sorun olarak kabul edilmekte
ve üniversitenin kuruluş değerleri ile çelişme-
den kontrol altına alınması konusunda gelişen
duyarlılıklar etkili olmaktadır. Üniversitelerin
güncel siyasal ve ekonomik koşulları yorumla-
yarak yeniden yapılanması, ticarileşme ile gelen
ontolojik sorunların önlenmesi, mutlaka değer-
lendirilmesi ve üzerinde tutarlılıkla çalışılması
gereken bir yaklaşım olarak yaşamsal önem ka-
zanmıştır. Üniversite kampüslerinde toplumsal
nitelikler ile işlevsel önceliklerin, zamana bağlı
olarak değişkenlik gösteren ağırlıklarının, bel-
li bir esneklik içinde dengelenmesi gerekebilir.
Ancak sürdürülebilir bir üniversite modeli oluş-
turulurken, hiçbir gerekçe ile eğitim araçsallaştı-
rılmamalı, eleştirel düşüncenin ve tarafsız bilim-
sel üretimin ilkelerinden ödün verilmemelidir.
Üniversite kampüsleri, kurumsal kimlik,
eğitsel değerler, etik kurallar, birlikte üretme,
düşünme, kendini tanıma, kişisel ve toplum-
sal krizleri aşma, bilimsel tarafsızlık, özgürce
tartışma, entelektüel hoşgörü gibi evrensel ve
vazgeçilmez değerlerin yaşandığı ve temsil edil-
diği yerlerdir. Özellikle vurgulamak gerekir ki,
üniversite kampüsleri, tarihi kökenlerinden de
gelen denetim koduna rağmen, her şeyin öte-
sinde bir toplanma, bir araya gelme, kutlama,
protesto ve toplumsal muhalefet mekânlarıdır
(
Do'stlaringiz bilan baham: