62 Dosya: İstanbul’un Cumhuriyet Dönemi Modern Mimarlık Mirası



Download 6,02 Mb.
Pdf ko'rish
bet140/149
Sana29.01.2022
Hajmi6,02 Mb.
#417019
TuriYazı
1   ...   136   137   138   139   140   141   142   143   ...   149
Bog'liq
62 туркча қурилиш китоб

Resim 8, 9
).
Batı’nın temsil ettiği çağdaş dünyaya uyum 
sağlama ülküsü cumhuriyet döneminde devam 
etmiş, kuruluş yıllarından itibaren yeni rejimin en 
ayırt edici ve bilinçle yürüttüğü politikalarından 
biri olmuştur. Genç cumhuriyet, çağdaşlaşma 
idealinin en önemli öğesi olarak tanımladığı eği-
tim alanında modernist ve köktenci dönüşümleri 
kararlı biçimde hayata geçirmiştir. Bu dönemde 
fiziksel yapılanma alanında da, sınırlı kaynaklara 
rağmen, çağdaş, nitelikli ve özgün örnekler ger-
çekleştirilmiştir. 1937 yılında Bruno Taut tara-
fından tasarlanan Ankara Üniversitesi Dil ve Ta-
rih-Coğrafya Fakültesi ve 1943’te Sedad Hakkı 
Eldem ile Emin Onat tarafından tasarlanan İstan-
bul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi binaları, 
kendi dönemleri içinde birçok açıdan günümüz-
de de aşılamamış örneklerdir.
1960’ların ilk yıllarına kadar izleyebileceği-
miz sürecin son ve en başarılı ürünü, bağlamı 
ile kurduğu ilişki, yarattığı aidiyet duygusu ve 
günümüzde de süren temsil gücü ile Ankara’da 
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kampüsü’dür.
Hemen sonraki yıllar, 60’lardan 80’li yılların 
sonuna kadar, kültürel sıradanlığın hâkim oldu-
ğu dönem olarak tanımlanabilir. Bu dönemde 
eğitim alanında genelde herhangi bir kültürel 
ve toplumsal bağlama sahip olmayan, yeni bir 
söz söylemeyen niteliksiz yapılar üretilmiştir. 
Çağdaş düşünce ve eğitim yaklaşımlarına da uy-
gun olmayan bu uygulamalar, kullanım sonrası 
değerlendirmelerle çokça eleştirilmiş ve zaman 
içinde belli bir ilerleme sağlanmıştır. 
2000’li yıllara gelindiğinde ülkemizde üni-
versite yapıları ve kampüslerinin üretim süreçle-
rinde, önceki yıllardan oldukça farklı bir durum 
söz konusudur. Büyük kentlerin yanı sıra Ana-
dolu’da hemen her kentte kurulan yeni devlet 
üniversiteleri ve üniversite kampüslerinin inşaa-
tı, yükseköğretimde topyekûn bir yeniden yapı-
lanma ve gelişme vaadini içermekteydi. Ne var 
ki, büyük maliyetlerle, önemli bütçeler kullanı-
larak yaşama geçirilen devlet üniversiteleri kam-
püsleri, bulundukları kentlerde planlama, arazi 
kullanım kararları, toplumla ve yerel koşullarla 
kurdukları ilişkiler, temsil özellikleri ve üretim 
yöntemleri ile bulundukları bağlamla kültürel ve 
sosyal bir kopukluk içinde ortaya çıktılar.
İlgili kurumların, nitelikten çok niceliğe 
önem veren, somut rakam ve istatistikleri önem-
seyen zihniyeti, aynı yaklaşımla kampüs mimar-
lığını da idealize edilmiş bir tür muhayyel ge-
leneğin referanslarının aktarılmasına indirgemiş 
durumdadır. 
Bu dönemde vakıf üniversitelerinin yapılan-
ması da, devlet politikasına paralel olarak, önem-
li bir niceliksel artış içindedir. Özellikle büyük 
kentlerde çok sayıda yeni vakıf üniversiteleri ku-
rulmuştur. Ancak her iki alanda da niteliksizlik 
sorunu, istisnalar dışında aşılamamıştır (
Resim 
10
). Öte yandan farklı önceliklerin tanımlanması 


mimar•ist 2018/2
105
Resim 9. İstanbul 
Üniversitesi Fen Edebiyat 
Fakültesi binası.
Resim10. Dumlupınar 
Üniversitesi.
Resim11. İstanbul 
Üniversitesi önünde 
protesto gösterisi, 2018.
EĞİTİM
ile artık yeni duyarlılık ve ölçütler belirleyicidir. 
Bu anlamda “görünürlük” çok önemli bir ölçüt 
olarak önem kazanmıştır. Kampüs arazisinin, 
ana ulaşım arterleri üzerine olması ve çevreden 
geçen insanlar tarafından görülmesi mimari ta-
sarımın belirleyici amaçlarından biridir. Yeni ta-
sarlanan kampüsün öncelikli amacı, esas olarak, 
potansiyel öğrencileri mimari tasarım aracılığı 
ile etkileyerek söz konusu üniversitenin tercih 
edilmesini sağlamaktır.
Bu dönemde, üniversite kampüslerinde, 
1920’lerdeki idealizminin yerini, bir tarafta 
olgunlaşmamış ve yeterince tartışılmamış plan-
lama kararları, bütçe kesintileri, zaman baskısı 
gibi nedenlerle gereğince uygulanamamış tasa-
rımlar, diğer tarafta verimlilik hesapları, araçsal 
akıl, okullaşma oranları ve nitelikten çok niceli-
ğe önem veren bir zihniyet almıştır.
Özellikle 2000’li yıllarda Türkiye’de kurulan 
çok sayıda üniversite kampüsünün doğal seyri-
nin aksine, zamana yayılmadan, tek defada oluş-
turulması, kısa süre içinde çok sayıda bölüm ve 
fakülteleri için gerekli bina, ekipman, donanım, 
personel vb gereksinimlerinin ekonomik ve sos-
yal olarak finanse edilmesinin ve sürdürülmesi-
nin getirdiği yükler, XXI. yy’ın sermaye odaklı 
koşullarında tüm temel paradigmaları değiştir-
miştir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ge-
rek devlet, gerek vakıf üniversitelerinde, bütçe 
sorunlarını aşmak için, üniversiteyi gelir getiren 
bir merkez olarak değerlendirme düşüncesi or-
taya çıkmıştır. Son dönemde kuluçka merkezleri, 
yüksek teknoloji test laboratuvarları, patent araş-
tırma merkezleri gibi reel sektörler ve ekonomi 
ile doğrudan ilişkili/ortak çalışmaların yapabi-
leceği binalar üniversite kampüslerinde yerleri-
ni almıştır. Üniversitedeki bilimsel ve araştırma 
programlarının içeriği yeniden ele alınarak sek-
törlerin ihtiyaç duyduğu alanlarda ve kapsamlar-
da araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek 
ve üniversiteye gelir getirmek amacıyla yeniden 
yapılandırılmıştır. Geleneksel olarak üniversi-
teler, özel sektöre dolaylı katkı sağlama ilkesi 
üzerinden tasarlanmıştır. Başka bir deyişle, amaç 
yakın zamana kadar, özel sektördeki kurumlarda 
çalışacak, kaliteli yönetici, araştırmacı, mühen-
dis, bilim adamı yetiştirmek ve bu yoldan katkı 
sağlamaktı. Oysa bugün özel sektör doğrudan 
katkı talep etmektedir. Üniversiteler, bu eğilime 
uygun olarak, kendi bünyelerinde, kampüslerde, 
özel sektörün kârlılığını artıracak girdiler üret-
mek üzere projeler ve araştırmalar yapıyorlar ve 
karşılığında gelir sağlıyorlar. Yapılan bilimsel ça-
lışmaların belli sermaye grupları ve sponsorlar ta-
rafından finanse edilmesi, çalışmaların tarafsızlığı 
ve sonuçların şeffaf biçimde kamu yararına kulla-
nılması konusunda doğal olarak soru işaretleri ve 
etik sorunlar oluşturmaktadır.
Böylelikle, özgür ve tarafsız bilimsel üretim 
ve öğrenme mekânı olarak tasarlanan üniversite 
kampüsleri, bir boyutu ile ticari bir nitelik edin-


106 
mimar•ist 2018/2
EĞİTİM
miş, kurumsal bir rekabet ve tüketim alanına 
dönüşmüştür. Kurumlar arası etkileşimle daha 
da belirleyici hale gelen rekabet unsuru, üni-
versitelerin kimliğini özünde değiştirmekte, bir 
yaşam biçimi ve dünya görüşünün temsili olarak 
kampüslere yansımaktadır. Kuramsal olarak hiç-
bir maddi fayda gözetmeden yapılması gereken 
bilim ve üretilen bilgi gittikçe özelleşmekte ve 
bilgi bir ürüne dönüşmektedir; patent, lisans, 
kullanım hakkı gibi somut ve ölçülebilir maddi 
karşılığı olan hedefler ağırlık kazanmaktadır.
Sorunun asıl kaygı verici boyutu, eğitim üze-
rinden gelir elde etme düşüncesinin sınırları ve 
koşulları tanımlanmadan meşrulaştırılması ve 
üniversitelerin esas kuruluş amaçlarından uzak-
laşmaları tehlikesidir. Ticarileşme kavramının 
karşılıkları, zihniyet olarak görünürlük kazan-
makta ve üniversite kampüslerinde her geçen 
gün daha fazla temsil alanı bulmaktadır. Böylece 
kampüs, öğrenciler için bir tüketim alanına dö-
nüşebilmekte ve bu olgu normalleşerek kurum-
sallaşmaktadır.
Tüm dünyada yeni nesil üniversite kam-
püslerinde ticarileşme ve sermayeci yaklaşım-
lar önemli bir sorun olarak kabul edilmekte 
ve üniversitenin kuruluş değerleri ile çelişme-
den kontrol altına alınması konusunda gelişen 
duyarlılıklar etkili olmaktadır. Üniversitelerin 
güncel siyasal ve ekonomik koşulları yorumla-
yarak yeniden yapılanması, ticarileşme ile gelen 
ontolojik sorunların önlenmesi, mutlaka değer-
lendirilmesi ve üzerinde tutarlılıkla çalışılması 
gereken bir yaklaşım olarak yaşamsal önem ka-
zanmıştır. Üniversite kampüslerinde toplumsal 
nitelikler ile işlevsel önceliklerin, zamana bağlı 
olarak değişkenlik gösteren ağırlıklarının, bel-
li bir esneklik içinde dengelenmesi gerekebilir. 
Ancak sürdürülebilir bir üniversite modeli oluş-
turulurken, hiçbir gerekçe ile eğitim araçsallaştı-
rılmamalı, eleştirel düşüncenin ve tarafsız bilim-
sel üretimin ilkelerinden ödün verilmemelidir.
Üniversite kampüsleri, kurumsal kimlik, 
eğitsel değerler, etik kurallar, birlikte üretme, 
düşünme, kendini tanıma, kişisel ve toplum-
sal krizleri aşma, bilimsel tarafsızlık, özgürce 
tartışma, entelektüel hoşgörü gibi evrensel ve 
vazgeçilmez değerlerin yaşandığı ve temsil edil-
diği yerlerdir. Özellikle vurgulamak gerekir ki, 
üniversite kampüsleri, tarihi kökenlerinden de 
gelen denetim koduna rağmen, her şeyin öte-
sinde bir toplanma, bir araya gelme, kutlama, 
protesto ve toplumsal muhalefet mekânlarıdır 
(

Download 6,02 Mb.

Do'stlaringiz bilan baham:
1   ...   136   137   138   139   140   141   142   143   ...   149




Ma'lumotlar bazasi mualliflik huquqi bilan himoyalangan ©hozir.org 2024
ma'muriyatiga murojaat qiling

kiriting | ro'yxatdan o'tish
    Bosh sahifa
юртда тантана
Боғда битган
Бугун юртда
Эшитганлар жилманглар
Эшитмадим деманглар
битган бодомлар
Yangiariq tumani
qitish marakazi
Raqamli texnologiyalar
ilishida muhokamadan
tasdiqqa tavsiya
tavsiya etilgan
iqtisodiyot kafedrasi
steiermarkischen landesregierung
asarlaringizni yuboring
o'zingizning asarlaringizni
Iltimos faqat
faqat o'zingizning
steierm rkischen
landesregierung fachabteilung
rkischen landesregierung
hamshira loyihasi
loyihasi mavsum
faolyatining oqibatlari
asosiy adabiyotlar
fakulteti ahborot
ahborot havfsizligi
havfsizligi kafedrasi
fanidan bo’yicha
fakulteti iqtisodiyot
boshqaruv fakulteti
chiqarishda boshqaruv
ishlab chiqarishda
iqtisodiyot fakultet
multiservis tarmoqlari
fanidan asosiy
Uzbek fanidan
mavzulari potok
asosidagi multiservis
'aliyyil a'ziym
billahil 'aliyyil
illaa billahil
quvvata illaa
falah' deganida
Kompyuter savodxonligi
bo’yicha mustaqil
'alal falah'
Hayya 'alal
'alas soloh
Hayya 'alas
mavsum boyicha


yuklab olish