İNCELEME
yordu ve Avrupa’daki gelişmeleri izlemekteydi.
Gürkanlı (Mughal) veya Hindu tarzında gibi
görünen yapılar da yerel gelenekleri izlememek-
te, daha çok Avrupa’daki oryantalist mimari
örneklerin etkisiyle yapılmaktaydılar (Mumtaz,
1985: 124). Yerliler ise toplumsal sınıflarına
göre farklı davranışlar göstermekteydi. Örneğin
İngilizlerle yakın ilişkiler içindeki toprak sahip-
leri
13
yabancı mimarlara kolonyal tarzda büyük
villalar inşa ettirerek, bir yerel mimara da her yıl
değişiklikler yaptırmaktaydılar. Öte yandan
esnaflar, geleneksel değerlere daha bağlı bir
grup olarak, kent içinde geleneksel formların ve
süslemelerin sıklıkla kullanıldığı kendi ortamla-
rını oluşturmaktaydılar (Mumtaz, 1985: 109-
110). Nitekim Karaçi’nin bir koloni olarak
giderek geliştiği dönemde, ticari bölgelerin
mimarisinde belirleyici bir rolleri olmuştur
(Boivin, 2013). Bağımsızlık sonrasındaysa,
yukarıda söz edildiği üzere, Pakistanlı mimarla-
rın eğitimi Batılı formasyondaydı ve 1940’ların
sonlarında modernizm her yerde uygulanmak-
taydı. Ama Mescid-i Tuba’nın biçimlenişinde
oldukça etkili olan politik ortamı tanımak için
ülkenin 1947-1969 arasındaki durumuna bakıl-
ması gereklidir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’te emperya-
lizme karşı kazandığı savaş (Hussain, 2012),
14
birçok sömürge ülkesine olduğu gibi Hindis-
tan’a da ilham kaynağı olmuştur. Hindistan’dan
bağımsız bir Pakistan düşüncesinin ortaya çıkı-
şında köktendinci İslam ideolojisi hiçbir şekilde
yer almamış, ülkenin kurucusu Cinnah, Pakis-
tan’ın seküler ideolojisini açıklamıştır (Alavi,
2002). 1947’de İngiliz valiyi kabul etmeyerek
Hindistan’dan ayrılmakla birlikte, 1956’ya dek
Pakistan İngiliz monarşisine bağlı bir cumhuri-
yet olarak Pakistanlı bir genel vali tarafından
yönetilmiştir (URL 2).
15
1956’da ise Pakistan
tümüyle bağımsız bir İslam cumhuriyeti olarak,
diğer İslam ülkelerine örnek olma ve birleştirici-
lik misyonu üstlenmiştir.
Ülkenin cumhuriyet oluşuyla birlikte olduk-
ça hareketli bir döneme girilmiş, askeri darbeler
birbirini izlemiştir. İlk genel vali, bağımsızlık
hareketinin lideri Muhammed Ali Cinnah
1948’de ölmüş, 1956’da ilk cumhurbaşkanı
olan 5. ve 6. dönemlerin genel valisi İskender
Mirza 1958’de diktatörlük ilan edince, Genel
Kurmay Başkanı Eyüb Han askeri darbeyle
cumhurbaşkanı olmuş, 1969’da görevi gene
asker olan Yahya Han’a teslim etmiştir (URL
3). Askerlerin yönetimde olduğu dönemde,
kentlerle ilgili çok önemli kararlar alınmış ve
ulusal kimliği tanımlayacak mimari yarışmalar
açılmış, birçoğunun jürisinde askerler doğrudan
etkin olmuşlardır.
Pakistan mimarlığında gelenekselcilik daha
çok konut ve şirket yapılarında talep edilen bir
anlayış olmakla birlikte, Pakistan’ın bağımsız bir
devlet olmasıyla birlikte kamu yapılarındaki
beklenti yerel geleneklerin modern mimarlıkla
bir sentezi olmuştur. 1950’ler ve 1960’larda
mimarlar modern hareketin güçlü etkisi altında-
dırlar; sivil ya da askeri bürokratlar ise İslami
mirası ve kültürü temsil edecek bazı geleneksel
elemanların yapılara adapte edilmesini istemek-
tedir. Sonuç olarak devleti temsil edecek kamu
yapıları tekrar tekrar projelendirilmiş (Mumtaz,
1985: 186-188)
16
ve jüride askerlerin ağır bastı-
ğı bazı yarışmalar sonuçlanamamış ya da uygu-
lanamamıştır (Mumtaz, 1999: 60).
17
Yalnızca
Şah Faysal’ın 1966’daki ziyareti sırasında hediye
etmek istediği cami için açılan uluslararası yarış-
manın jürisinde mimarlar ağırlıktadır; bürokrat-
ların dindar İslam milliyetçiliğine zıt bir anlayış-
la, modern kent İslamabad’ın modern planlama
tasarım ilkelerine uymayan tasarımlar elenir
(Mumtaz, 1999: 117)
18
ve ulusal önem taşıyan
bu yapı için seküler tasarımlar seçilir; ilk üç
ödülü alan Türk mimarlar arasında birinci olan
proje Vedat Dalokay’ınkidir (Şenyapılı, 1969:
29).
Mescid-i Tuba’nın mimarı B. H. Chauhan
İtalya’da öğrenciyken, ülkede askeri darbe
olmuştur. Ülkeye döndüğünde, hatta Mescid-i
Tuba inşa edilip açıldığında sürmekte olan aske-
ri yönetim o dönemde eski toplumu modernleş-
tirme düşüncesine sahiptir; “modern, ilerlemiş
ve gelişmiş Pakistan” hayalini gerçekleştirmeye
çalışmaktadır (Khan, 2013: 133).
19
Daha önce
de söz edildiği gibi, Mescid-i Tuba’yı yaptıran
ordu mensuplarının konut kooperatifidir ve
hükümetin ilerici tavrını bu camide temsil
etmek istenmektedir (Holod, Khan, 1997:
195).
Askerlerin geleneksel toplumu modernleş-
tirme misyonu çağdaş bir tasarım gerektirmiş,
mimar•ist 2018/2
83
Do'stlaringiz bilan baham: |